Ah Be Hüsom!...

Tanyeri aðarýrken meleyen kuzularýn
Uyanýþlarýmýza düþen mahmurluklarýný
Anlatsam anlar mýsýn Be Hüso?

Hani ;
Davar sürülerini güden kavruk simalý çobanlarý
Yazýn tozunu, dumanýný
Kara bahtlý kapkara kara kýþlarýn
Tipisini, buzunu, boranýný
Birde toz buz olmuþ emeklerimi
Hani o anlýmýn aký alýn terimi
Kanayan yaramý, inleyen yüreðimi
Anlatsam anlar mýsýn Be Hüso?

Mertekli damlarýn tozlu minderlerini
Taþtan evlerin çamur sývalarýný
Tandýrda yanan tezeði
Keteyi, lavaþý, sac ekmeðini
Yorgunluk nedir bilmeden
Patos önünde sabahlayan bitkin bedenleri
Çýkarla kirlenmemiþ delik cepkenleri
Saflýðý
Dost muhabbetlerinde sadakati
Hüzünleri
Hazlarý
Çeþme katarý kýzlardaki nazlarý
Anlatsam anlar mýsýn be Hüso?

Asýrlýk çýnarlarý
Kuruyan çeþmeleri, pýnarlarý
Kan kokan elleri, kan kýrmýzýsý gözleri
Ustura çekilmiþ asýrlýk çizgileri
Kýrýþýk alýnlarý
Saman savuran rüzgârlarý
Gem üzerinde gezindiðimiz harmanlarý
Onulmaz umutlarý
Eriþilmez vuslatlarý
Özlenmeyen özlemlerimizi
ve
O çimdiðimiz kokmuþ gölün kokusunu özleyeceðin
Aklýna gelir miydi Be Hüso?

Su kantarlarýný omuzlayan cýlýz omuzlarý
Salya, sümük yalýnayak
Ezginliðin tomarca aðýrlýðýnda ezilen öksüz yavrularý
Ýple çekilen bayram sabahlarýnda
Baþucumuza koyduðumuz cici bicilerimizi
Kapý kapý topladýðýmýz þekerleri, harçlýklarý
Gecenin melaneti baykuþ seslerini
Ömür törpüsü öküz boynunda sabaný


Deðirmende sýramý
Týrmýðý, týrpaný
Ümitlerime saplanan dirgeni
Nerden bileceksin
Anlatsam ne anlarsýn Be Hüso?

Çeper diplerinde dedikodularý
Güneþ yanýðý simalarý, yorgun bedenleri
Cemaatlere sýðýnýp,
Aðalar önünde diz çökenleri
Hatýrlar mýsýn koyun saðan Berivan’ýn nasýrlý ellerini?
Sürüden kaçan Karabaþý
Kaðaný, Sýladüzü, Ýnce Çayýrý
karýþ karýþ alýnteri döktüðümüz Kaþbaþýný
Çilesi bitmeyen baþýmý
Ve içime akýttýðým gözyaþýný
Anlatsam nerden anlayacaksýn Be Hüso!

Bana bendeki seni anlattýrma artýk
Seninle bir yaným köþk saray
Bir yaným virane
Seni tanýmayan talihsiz
Tanýyan ben gibi divane Be Hüso! ...

Ah be Hüsom!
Güldün deðil mi?
Öyle ya;
Sen bilmeyeceksin de, kim bilecek
Hani ipten top yapar yedi kale oynardýk ya
Hani at koþtururduk kýrlarda, çayýrlarda…
Ne büyük özgürlükmüþ meðer
geç anladýk be Hüsom!
Aslýnda erken anladýk da
O özgür yanýmýzý çok erken aldýlar bizden
Küçücük omuzlarýmýza yüklenenlerle
Yerle yeksan ettiler bizi…

Bizim oralarda acýlar çocuklarý erken büyütür, bilirsin
Ýþte sen o benim erken büyüyen
Çocukluk yaþamayan
O yaþanmayan anýlarým
Yangýn yeri, çocuk yanýmsýn! ...
Hele bir de kirli çoraplarýný saymazsam
Sen benim zulamdaki çocukluðum kokarsýn Be Hüsom!

Hani hep dersin ya “Seni çok kýskanýrdýk” diye
“Zahiri’de özgür görünen, gýpta edilen ben olsam da
Bedenimde saklý esaret ruhumun esiriydim
Aslýnda
‘Batýni’de yani gizliden gizliye
hep bendim sizleri kýskanan…

Büyümek en büyük handikaptý belki ama
Yer bize yatak döþekti
Dünyaya kahpe dedirten kahpeleri görmektense
Doðduðum o gün ölsem ne fark edecekti Be Hüsom?
Ne fark edecekti!...



Þükrü AKTAÞ

Sosyal Medyada Paylaşın: