Hücrede acýyý usul usul piþirmektir, ihanete sabýrla katlanmayý öðrenmek… Ve gün görmemiþ küfürleri insana yaþayarak öðretirken hayat.
Þeklen kendi ellerinle kor’a çalmýþ bir ateþi avuçlayýp, yüzüne sürmekle, sevdiðinin yalan sözlerine kendini þartsýz inandýrmak, belki aynýdýr desem anlamazsýn beni…
Ömür… Ýhanetlerin barýnaðý bir yürekle yaþayarak geçerken, Han denilen þu hesapsýz yüreðe, her yolcu bir ihaneti saplayarak gitti.
Ve ben, Her acýya bir tebessüm iliþtirdim. Nihayet sýrtýmý dönüp giderken, Zira, beþerin kusuru hor görülmezdi, bizim aldýðýmýz edepte…
Oysa biz ihanet cümlesini lisan alfabesinde bilmezken, Öðrenmedik sevene yalan gözlerle bakmayý… Tatmadýk, tattýrmadýk hiç kancýkça yaþamayý,
Biz dayanmaya yontulmuþken, tarifi aþk olan mektepte, Say ki, beþ para etmez bir surete, ilah gibi taparak, hayat pistinde raks eder gibi tepindik sadece,
Gel gör ki biz, Bizzat sevdiklerimizden öðrendik kana kana göz yaþýmýza doymayý, Ve vuslata aykýrý yollara sürgün yürümeyi…
Þu yüreðimize kýrk yýla kýrk yara sýðdýrdýk, Her yarada bin kahýr biriktirdik, Ve biz her yarayý Eyüp sabrý ile týmar ettik,