Gene ayrýlýk, hep ayrýlýk.
Of be,
of!..
Göz yaþlarým segah makamýnda,
gene beceremedik gamzelerinde gömülebilmeyi...
Halbuki, o kadar da az bir zaman kalmýþtý ki...
Þiirlerimi kimin için yazarým artýk?
Yazabilir miyim, senin ilhamýn olmayýnca?
Kim eþlik edecek þimdi çalýnan þarkýlara?
Fotoðraf albümlerindeki resimlerin
hangi tarih ve ne ile ilgili olduklarýný
ben bilemem ki,
þimdi kim açýklayacak onlarý misafirlere?
Her resmin boynunu bükük býrakarak gidiyorsun ha?...
Sabahlarýmý günaydýnsýz býrakarak gidiyorsun ya,
þimdi kim açacak kalýn perdeleri,
güneþ girmeyen eve doktor girer diyerek?
Beni benden ederek gidiyorsun ya,
kapkara kirpiklerinin arasýndan
kara gözleriyle kim bakacak gözlerimin en derinine?
Fazla bir þey istemiyordum oysa,
yaralarýmý pansuman ederken müþfik olmandan baþka...
Yaþamak hakkýmý alarak gidiyorsun ya,
katil ellerime terk ederek can güvenliðimi...
Haydi git,anasýna satayým,
git!
Yolun açýk olsun!
Hiç duraklamadan git!
Durup da baþýný çevirerek bakma,
gitmemen için sana yalvaran
bakýþlarýmý görmek için...
Madem ki gitmek istiyorsun, sen bilirsin...
Bilirim, dönüþü olmaz bu gidiþin..
Boþu boþuna sevmiþ oldum iþte,
bir ömürlük vakit kaybý...
feda ettiðim yýllara mý,
yoksa sensizliðe mi yanacaðým?
Bilemiyorum.
Ýrin kanýyorsun yüreðimden..
Þimdi sen gidiyorsun ya, öylece, sebepsizce;
ben de gidiyorum,
merak etme,
durmaya niyetim yok buralarda...
En çok ihtiyacým olan dönemimde,
böyle hastalýklý ve yaþlý halimle,
beni atýp gidebiliyorsun ya,
ne diyeyim bilmem ki:
cehenneme kadar yolun var!...