Dokuz kat yeþil kubbe peygamber basamaðý
Kesret içinde vahdet tasavvufun kan baðý
Dev bir tuval üstüne güneþ resmi konunca
Sokaklar kara rengi ahenkle soyununca
Dar bedene sýðmayan yüzü þifalý güneþ
Ölü kenti öpmeye hazýrladý kendini
Kentin burnunu sýkýp derin bir nefes aldý
Birikmiþ nefesini þehrin aðzýndan saldý
Yeni canlar kazandý zamanýn anneleri
Bayram yerine döndü doðanýn haneleri
Renk baðýþladý ýþýk renksiz görüntülere
Ilýk dokundu rüzgâr bütün girintilere
Nâzik esintilerin kutsal hobisi vardý
"Selâm!" Söylemek gibi þafaðýn kan vaktinde
Sýrtýndaki çantadan tespih çýkarýrken tan
Yel gazel üflüyordu yaprak kýpýrdatmadan
Hem de Kudümün ritmi semâ’yý titretirken
Mevlevî âyinleri güfteler üretirken
Günün kýzýllýðýyla utanýrken sol yaný
Kalçasýný salladý yerin mavi yorganý
Uykudaki kumlarý su ile tahrik etti
Kýyýya köpük atan dalgalarýn sesiyle
Sabah mahmurluðunu atmak istedi kuþlar
Yaðmur duasý için yükseldi eðik baþlar
Yer ve gök arasýnda büyük takas baþladý
Rahmet deposu oldu beyaz bulutun adý
Yaþam bileti kesti kefen gibi kanatlar
Yaðmuru yaðdýrana þükürler etti otlar
Mutluluktan gözleri aðladý çiçeklerin
Süzülen damlalarý köklere gönderdiler
Parçalayýp attýlar kirli ceketlerini
Parfümlü yaðmurlukla örttüler etlerini
Pýrýl pýrýl parlayan kumaþlarý giydiler
Ayný koroya mensup dokuz boðum neydiler
Korodan ayrýlmýþ ve ortada tek baþýna
Olgunlaþmýþ bir al gül girdi kulluk yaþýna
Kesret içinde vahdet kurallarýna vâkýf
Yeþil postun üstünde zikirlerle yaþayan
Nârý özünde bulmuþ antisosyal bu çiçek
Son peþrev eþliðinde yemek verince melek
Yeri bilinsin diye kýrýntýlar atmadan
Dualarýný yedi aðýz þapýrdatmadan
Müjgân Akyüz/MAJ