Benimle iþin bitti mi?
Kapatýyor musun bütün kapýlarýný?
Nereye gidiyorsun?
Böyle ardýna bakmaksýzýn apansýz, sessiz, elvedasýz...
Bir iþin kalmadý mý sevmekle, sevilmekle?
Beni terk mi ediyorsun!?…
Dur,
gerçeðin soðuk yüzüyle yüz yüze býrakýp beni,
gitme,
ne olur...
Çat kapý geldiðinde,
geleceðini kimse söylememiþti;
þimdi gidiþini sen mi söylüyorsun?
Hayýr sevgilim, hayýr, gidemezsin;
beni terk edemezsin!
Aðaçlar çiçek açmýþken meyve meyve,
çiçek çiçek kokarken kelebekler,
bir nefes olup solumalýsýn nefesimi içine,
benimle bin yýl yaþamalýsýn nefes nefese
ve öyle gitmelisin nereye gideceksen!!
Madem durmuyorsun sözünde,
feshedeceðim akdi zaruretten,
saldýracaðým burçlarýna,
kýracaðým kanatlarýný,
seni doðduðuna piþman edeceðim!…
Sapýk deðilim elbet,
zorla seviþmeler olmayacak,
ama sen ayaklarýma kapanacaksýn, bunun için!
Dur, dedim sana, dur!...
Soruyorum son bir defa daha :
Damarlarýmda sarhoþluk dolaþýrken yakarak;
beni,
ayýltýlamaz ayyaþlýklarla baþ baþa býrakýp,
gidecek misin, gerçekten?
Gitmene izin vermedim ki!
Ýzin vermiyorum da…
Nereye gidiyorsun?!
Dur!
Ne yapýyorsun?
Býrak onu elinden!
Çaðrýlýp geldiðinde teþhis etmek için,
beyaz örtüyü yüzümden indirdiklerinde,
gördüðün açýk gitmiþ bir çift gözse,
bak onlara dik dik;
anla ki,
ýstýrap içinde ölmüþüm ellerinde...
Gene soðukkanlý bir katil gibi,
beni öylece býrakýp gitme sakýn!
Otopsi kýyýcýlýðýnda parçalayýp;
býrakýverdiðin her meçhul karanlýkta,
her meçhul parçamdan
çaldý yaðmur damlalarý masumiyetimi…
Yaþamak daha acýmasýz ölümden,
morg çekmecelerinden çekip al
iç dünyamýn yansýmalarýný!
Ve, öyle git, nereye gideceksen!