Mel’un mâhir, koca bir dev; "ezdim" diyen yalan söyler
Rafa kalkmýþ en zor ödev; "sezdim" diyen yalan söyler
Miskin hâli hoþ gafile, ne söylesen boþ, nafile
"Þol cihâný rehber ile; gezdim" diyen yalan söyler
Rabbi yârken her kuluna, nefsi takmýþ kul koluna
"Kervanýmý Hakk yoluna; dizdim" diyen yalan söyler
Yazýn ardý güz serini, yakýn eder göz derini
"Günahýmýn üzerini; çizdim" diyen yalan söyler
Ruh kafeste tenden bîzar, dilden çýkan huzur bozar
"Yalan, gýybet, kine mezar; kazdým" diyen yalan söyler
Sinden öte zifrin baðrý, sondan önce bu son çaðrý
Din bir deryâ; "Dost’a doðru; yüzdüm" diyen yalan söyler
Dolup nurlu bir ýrmaktan, ecir umdum haykýrmaktan
Kahrolsa da, kalp kýrmaktan; "bezdim" diyen yalan söyler.
Diller farklý, dert müþterek; þirke gider þerre her ek
Olmak için yanmak gerek; "közdüm" diyen yalan söyler
Kül olunca söndürdüðüm, ibret verdi her gördüðüm
Ýnsan bir giz, bir kördüðüm; "çözdüm" diyen yalan söyler.
Mecit AKTÜRK