An gelir karanlýðýn bir güneþi doðar sonsuzda
Su, susar kuyu konuþurken yanar
Kýrýmýzý goncalar deðdiðinde ellerine
Mevsim olur kýrmýzý þaraba kan dolar mahzeninde
Suskunluklar avazýný çýkarýr konuþur
Ve yüz görümlüðü çeker ay üzerimize
Meczup kalýrsýn anlaþýlamazsýn karanlýk þehirlerde
Aþkýn çoðu zaman yalnýzlýðýndaki kol kola gezdiði kentlerde
Uzak bir þehrin kendini yaktýðý andýr..
Güneþ doðarken konar sus dudaklarýnýn alt köþesine
Her sabah bin kez IÞIK olursun kollarýnda sabahýn
Gece arkana saklandýðýnda yüzün onun döndüðü yöndedir
Aþkýn kýblesini ararken sol yanýnda olduðunu anlarsýn
Ve
Ýþte o sabah kabýna sýðmaz bir sevda
Doldurursun aþkýn çeþmesinden kendini
Ense kökünde bir þems döðmesi içine düþer
Rumi susar Þems kururken kendi suyunda
Tambur çalýnýr ney uzak kalýr kendi çayýnda
Özlem girdaplarý döner elleri açýk
Eteklerinde bin kez beyaza boyalýdýr aþk
Uzun fezanýn içindeki boþlukta kalýr söz
Aþkýn Araf’ý suskunluðunda su ister
Kuyu volkan olur
Bardaklar ateþ kusar
Dudak kuraklýðý çöker gül bahçelerine
Gonca kurur gül solar
Gelinmelerin gidiþsiz kalýndýðý bitimlerde
Cennet açýlýr yedi kapýsýz sözlerinden
Ölüm alýn öper meczup sessiz… kelimelerinden
Gül yapraðý dökülür çið yanardý aþkýn suskunluðunda…
Yaðarken aþk þehirlere bulutlu gözlerden
Bir meczup daha düþerdi susuz kalmýþ çatlak topraða….