I
Pimi çekilmiþ vedalarýn titrek seslerinde
Zaman fitili yanarken kýsalýr saatler susardý
Tahrip gücü yüksek ayrýlýklar, kapýlara dayandýðýnda
Ýnfilakýnda kalýr henüz yeni çiçek açan akasyalar
Dökülür dallar, kýrýlýr kollar
Patlamamýþ baharýn habercisiyken badem çiçekleri
Ayaz çalardý gözlere
Yaprak dökümünde kalýrken mevsimler
Ýlk yaprak dökenlerden olurdu papatyalar
Avuçlarý kanatýrdý beyaz, en azýný gelincik renginde
II
Islak sokaklarýyla su altýnda kalýrken bir þehir
Venedik’in dar sokaklarýnda boðuluyordu gondollar
Floransalý bir ressamýn ellerindeki kurumuþ boyalarla
Parmak uçlarýyla çizilen son fulü bir tablo oluyorduk
Arnavut kaldýrýmlý caddelerde
Yüzleri boyalý sokak þarkýcýlarýnýn
Aðýzlarýnda kurutuluyorken aþk þiirleri
III
Tenine dokunmak için týrmanýrken Aðrý’nýn
Zirvesine ulaþtýkça özlem, daraltýyordu ciðerimi
Hasankeyif’in en keyifsizliðine þahit olurken
Gömülüyorduk su altýnda kendi mazimizin içinde
Gözümüzde çukur dolduran saðanak sular
Bir ozanýn dilinde ýslanýyordu ayrýlýðýndaki aþklar
Çoban masallarýna karýþýyorduk, kendi kanlý terli coðrafyamýzda
IV
Karýþýyorduk toprak kokusuyla sulara
Herhangi bir þehrin herhangi bir köþesinde
Gece çökerken þehirlere biz Güneþ’le batýyorduk
Bir aþkýn þahitliðini kirpiðimizdeki bulutla yaparken
Gidiyorduk valizi hazýrlýksýz ruhlarýmýzla baþka ülkelere….