Sabahý yudumlarken karanfiller...
Ellerimde, geceye serptiðim yýldýzlar...
Þafak, sözlenirken güneþle, bir eylül bestesinde.
Benim… Ufka demlenen yüreðimde, dipsiz uçurumlar...
Fitili ateþlenmiþ vedalarýn inleyen sesinde, zaman yanar...
Gözlerimde kýsalýrdý saatler.. Ve susardý gün...
Yangýna nispet ayaz çalardý yüreðime...
Yaprak dökümüne dönerken temmuz, ilk yaprak döken olurdu gözlerim...
Dökülen her damla avuçlarýmý kanatýr
Katran karasý gece utangaç bir melek gibi sýrnaþýr...
Hüznüm kanatýr dudaklarýmý… Suçüstü yakalanýr hep düþlerim...
Öyle bir hüznüm var ki gözlerinden içeri, yaðmurlarý sen damlayan bu kent de...
Aþk masum bir ateþ sanki bal rengi gözlerin gibi...
Iþýklarý ýssýz bir kent’i kucaklayýp, hiç yaþanmamýþ bir gençlik iksiriyle, hiç yaþanmamýþ aþklarý kuþansak bedenimize... Sevinçlerin örselenmiþ yanlarýný unutarak gözyaþlarýmýzý uzak tutsak ömrümüzden… Süzülsek kendimize, kendimize dökülsek bir yýldýz çýðlýðýyla...
Hayat bazen insanlarýn birbirine âþýk olmasýný engelliyor... Karmaþýk yollar çiziyor avuçlarýmýza, çýkmaz sokaklar gibi kör… “ucurum”
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.