Fýrtýna çýksýn aramýza sýðýnsýn
Deniz ýslatsýn saçlarýmýzý
Kumsalýmýz taransýn yalnýzlýðýmýzda
Çekilsin deniz, çekilsin yelken
Açýlýrken
Gül koksun yosun
Kayalara alýþkýndý dalgalara
Kayalarda dalgalarýndaki tuzlara
Boðuldu sallanýrken sandallar
Su gibi ýslaktý bulut
Yaðdý çatýlara birde þehirlere meteorlar…
Tarihler gömüldü kum saatli denizlere
Kara kadar uzaktý kavuþmak
Güneþ kurutuyordu son IÞIKlarýný
Batýyordu gölgeler ülkemize
Sonbahar öncüsü martý tüy döküyordu
Deniz kararýrken gözlerimde
Floransalý bir ressam çiziyordu renkleri
Venedik su altýnda ayaklarýmýzda kalýyordu
Bir þapelin duvarýnda çarmýha gerilirken aþk
Renklerinde çivilendik boynu bükükçe
Boyaya anlam kýldýk sen boyam ben resimken
Anlamsýzlýðýn anlamýný çizdik aðladýðýmýz beyaz duvarlara
Ve her zaman masumduk aþkýn tablosunda
Antik bir þehir ýslanýrken ayaklarýmýzýn altýnda
Biz ikimiz hep var olduk, bu antik þehrin ruhunda…