AYAKLANMA SAATİ
henüz bilinmeyen denklemlerden ölüyorduk
ölünce
de
karanlýk erken bastýrýyordu yüzlerimizi
bir TOMA’nýn ne olmadýðýný o günlerde anlamaya baþlamýþtýk
ve teksir kaðýtlarýna çokça baþlýk düþtük, sonu gelmedi hiçbirinin!
bir kadýnýn zamansýz aðlamasýna benziyordu yüzlerimiz
akþamýn alacasýna neden yetiþmediðimiz bilinmedi hiçbir zaman
çünkü hiçbir yerde izi görülmedi mektuplarýn
hiç özlenmiyordu gökyüzü
düþ kuracak kadar çoðalmamýþtýk
...
söz, safirse bu düðümü kelimeler çözebilirdi
fakat henüz bilinmeyen denklemlerden ölüyorduk
ölünce
de
susveriyorduk beþ on gün hep beraber
önceleri teþbih merasimi dediler
toprak tutmazdý ya ölüyü
sabaha kadar baþýnda çýlgýnlar gibi aðlaþmalýydýk
sonra görülecek hesabýmýz vardý
hangi defter dürüldüyse yas tutacak kadar dakikti yürek
insan bilinci
bu yüzyýlda
ardýlý olmayan düþler kuracak bir gün
onu örgütlüyordu bizimkiler.
...
sokaða çýkmayýn caným kardeþim!
Kürtler iki defa çýkmasýn!
"iþçiler sonraki gün de çýkmayacak" demekti bu
bu yüzden
masa baþýnda sabahlayan anneni hatýrlýyor musun?
Nilovna’ya benzemeye baþlamýþtý
ellerine bakýp gülüyordu
gece yarýsý öksürmeye baþlamýþtý son günlerde
...
bilinmeyen denklemler
ve firavun faresinin peþine takýlmalýydýk
sokaklar bizimdi yeniden
söz, kitaplardan fýrlamýþtý bi kere
dünya aydýnlýk günlerini yitirmiþti
"o halde ölecek kadar büyüdük"
diyordular
daha düþünü bile yazmadýk oysa Abdülselam’ýn
sokakta kimi görsek anlamlandýrmaya çalýþýyorduk Mozart’ý
vurulduðumuz bilinmesin diye yeni þiirler yazýyorduk
ara sýra yeni filmlerden konuþuyorduk
bu, bir tür insani meziyetti
ve baþka ülkelerin iþçilerine benziyordu bizim sýnýf
yetti artýk
bitti cývanýn sabrý
kaybecek hiçbirþey kalmadý
AYAKLANMA SAATÝDÝR
...
tarih böyle yazýldý 9 ekim 78’de
bahçelievler, 15. sokak’ta
56 no’lu apartýmanda
ve hattta 2. dairede
kaybedecek hiç birþey kalmamýþtý
o gece saat 22.00’de
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.