Þehr-i Ýstanbul da öksüzüm
bahtým daðýnýk
tebessüm seddülbahir
mor arzulara taþýnýyor hayallerim
naçar kalýyorum esiyor rüzgâr
mevsim deðiþirse
uçacak kýrlangýçlar
ey tutkunu olduðum ay!
göklere baktýðým uyku
bana uðuldayan ilk rüyâ
saklambaç oynadýðým yýldýzlarý
çalýyorum tek tek
yâr gibi
ey yarý gece
akbahtýmýn ýþýk aldýðý yere
demir atan korku
martýlar süzülür yakamoz yakamoz
fecri beklerim
Ýstanbul akþamlarýnýn
kollarýnda
ey kendini baðlayan büyü!
kalbimin önünde
domur domur filizlenen
sedleri yýkamam
alnýmdan süzülür bulut
aðlayamam ardý sýra
aylardan temmuz
kerahat vakti
berrak bir dille
Ýstanbul gecelerine
yokluðunu anlatýyorum
dediki;
güneþin en ölgün saati tüt göðe öp alnýný þafaða kadar
diriliyorum seni
birdenbire
ey yâr!
öp kanatlarýmý
dokunduðunda
kýyamda güllere bezeniyor
dilimdeki besmele yüklü yeminler,
bulutlar peþimden
âmin diyip daðýlýyor
köpüktenmiþ ruhum
kendini doðurup
dizlerinin dibinde
yüreðinle doluyor boþluðum
bu þehir hayatýmý ezberden okuyor
sen dirimin aynasý
þiirler buðu
siliyorum sevildikçe çoðalan gizi
kanýma karýþýyor yakutlu cismin
kapkara cehenneme
kýrlangýç kanadýyla geliyor
yüreðimde
intahara dönüþüyor
birkaç damla su
ey direniþimi duymayan ecel!
çýrpýnarak vurma yüzüme
aklýma gelmesin varlýðýn
mülkümün önü buz tutmasýn
üþüyorum çaðýrma
ansýzýn çýkýp gelinmiyor
mevsim yâr sýcaðý hâlâ.