az kalsýn dirilecektim!
çocukluðumun tahta beþiðinden çýkýp
çenemdeki düðümü çözecektim; -birdenbire-
dudaðýmda annemin sütünün tadý
babamýn yitik ýslýðý ardýnca
içre serviler de,
o aðýt senin;
bu aðýt benim dolaþacaktým
en tutkun ay’dan sýzýp râvîler; rivayet ettiler,
fýsýldadýlar bana baþaðýn özünden;
-koylarda güneþe tutulacaksýn toprak dile gelecek-
kaç kurtul; dediler
küçüðüm:
Ýnce kumdan þiirlerle kalkýyorum mûsalladan
beni aþkla sýnýyor yokluðun,
yokluðum; kýzýl gül açýyor,
tomurcuklarýn sihriyle -aþktan öte-
yalan da deðilmiþ -sýnanýyorum-
sen içimdeki boþluk; (______)
gergef iklimler dokuyor bu yüzden yüreðim
gözlerin önü sýra; þiir yüklü yeminler süzülüyor
içimin göklerinden kanatlanýp
bu dünyanýn dýþýndan bakýyorum -görüyorum-
mavilerde geziyor yoksunluðumuz,
kýrýlan bir nar gibi ;
ilk rüyâ’dan gümüþ kumlara daðýlýyor -kerâhet vakti-
kendini doðuran pýnar,
köpük köpük yosuna beleniyor
gökleri yýrtarak gelen yaðmur burgulanmýþ
eceli uðulduyor öbür yarýsýný arar gibi
çünkü þiirler çakmak taþý;
karanlýðýmý kelimeler tutuþturuyor
dilimi alevine göre ayarlýyorum;
cevapsýz býrakýyorum dirimli Þiirler’i:
Temmuz gözlerinle karþýla beni
dünyalara birdenbire çýkýp gelinmiyor
yol boyu papatyalar topluyorum -dolunaylarca-
dizlerinin dibine geldiðim zaman
o dünyayý kuruyorum -senle-
saçlarýn göðsüme düþende yalnýz bana ait
kendim örüp kendim çözüyorum;
taç yapýyorum yýldýzlardan
temmuza hazýrlýyorum tel tel!
takamayacaðýmý bilsem de!
ellerimi haziran çýralarý tutuþturuyor
serin servilerden gölgelere uðurluyorsun
dûandan çýkartýp beni
nasýlsa benim de var bir yokluðum
pencereleri hira’ya bakan
ayet gibi iniyorum soyutlandýðým aþkýndan
kýbleleri döne döne küçüðüm
biliyor musun?
bugün bütün yoksunlar yusufcuktur
bütün yokluklar züleyhâ
yürek tutuþacak, felek nâçâr kalacak
aðýtlar fezaya bir hüzzâm sâla
geriye: O sâla kalacak.