Beceremedi yine çocuk
Ýki kelimeyi bir araya getirmeyi
Bir nazým saçaðýna sýðýndý
Puslu ayna dilberine yumdu
Baldýrý çýplak sürmelerini
Ufkun tan yeri misali kýzardý dudaklarý
Ruh duldasýnýn aðýr roman sayfasýydý
Dört duvar arasýnda gölge misali
Gökkuþaðýný yitiren üvey bir nefretle
Okþuyordu tüm sevinçleri
Okuyorsun deðil mi çocuk
Üvey bir cinayet sokaðýnda
Tak, tak, aþk.
Yaþamak þiir sebebiydi
Yaðmur yaðmadýkça
Hiçbir solucan sürünemezdi
Çamurun parlak yüzeyinde
Yaðmur kokmadýkça
Þefkatle çalýnmazdý parmak izleri
Ki çoktan býrakýlmýþtý onlar
Ki çoktan tanýdýktý gökyüzüne
Bir o kadar da hasretti, düþmeye
Elmas madenlerinin sesini
Duyuyor musun çocuk
Son gösterimlerini gizleyerek
Susuyorlar göçlere
Ki bir Afrika inancýný
Ýyileþtirdiðini sanýyor benzer(siz)likler
Aç kalmýþ kýtalar gibiler
Tok kýtlýklarý doðuruyor okyanuslar
Tak, tak, tak.
Düþünmek yaþama sebebiydi
Dinmedikçe kýrlangýç sesleri
Yükselmedikçe
Dönen dünyanýn yalan tebessümleri
Yakmazdý nefes bildiðin o þefkatleri
Ýlk olarak
Gece ve gündüz ruhunu terk etti
Seviþmek ise
Çýrýlçýplak renklerle
Ýrkilen bir sömürüye aðrýyan hitabet gibiydi
Okuyorsun deðil mi çocuk
Üvey bir cinayet sofrasýnda
Eþsiz olabilmek
Sömürüsüz
Sýnýfsýz yaþatabilmek geçmiþi
Anlatabilmek tüm bunlarý sonra sana
Masadan kalkan acý bir þiirin varlýk sebebiydi
Tak, tak, tok.
Açlýðýna göz yuman bir hiçliðin
Silik bildiðin, sonsuza yürüyen sure(t)leriydi
…