Gözyaþlarýyla eritip yüksek daðlarý, Avuçlarýnda yaðmurlar dindiriyordu. Çýplak elleriyle toplarken korlarý, Küçük kutuda takat biriktiriyordu.
Parçalarken zaman çýnarýn gövdesini, Etten kopan týrnaðýn caný yanýyordu. Mora inat mavilerle yaptý resmini, Gecenin koyu rengini solduruyordu.
Hasret zulasýnda bekletilen redifler, Durmalarýn üzerinde kara bir örtü. Sabýr tezgâhýnda demlenirken motifler, Ötelerdeki tek þiþ tahammüller ördü.
Vakti gelince kozasýndan çýktý güneþ, Ýsli lambalarýn loþ ýþýklarý söndü. Þimdi baþka türlü yanýyor harlý ateþ, Titreyen iki çift cam birbirine döndü.
Saatlerden zamaný çalarak aþýlmýþ, Yalnýzlýðý rahat býrakmamýþtý sevmek. Âþýðýn yüreðinden sema ya taþýnmýþ, Seyyare geri döndü evrene inerek
Ýç sesleri aktý yýldýzlý gecelerden, Dediler “Sonsuzluk denen bu olsa gerek.” Dudak coþmuþ bal damýtýyor hecelerden, Mutluluðun tanýmsýz resmi buymuþ demek.
29/3/2012
Zehra Atasoy Sosyal Medyada Paylaşın:
zehra atasoy Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.