//günah kezzabýnda kavrulur ya insan!//
//bende öyle kavruluyorum sana//
gönüller girdabýnda sabýr sabýr üstüne
bekaya koþarým sencileyin gecesi aralanan
ey yolcu der!; dur bekle ýþýk yansýr sabaha
iþitir nârâlarýný canlanýr da deniz -nabzýna vurur-
enginlerden bihaber tekin deðil yolculuðum
ararým bulamasam da denizi geze geze
visal düþüdür anýlar seslere götürür
yeþerir içre hayal; nabzýma vurur
kanadýný çýrpýyor raks ediyor kuþlarým
huzuruma fatihadýr ýþýldayan gözlerin
o garip özlem devþir/dikçe harlý ateþi
aheste geçer üstümden hazan kavrulur
mâverâdan havzalara sel gibi boþalan
hicran ateþinin seline kapýldým
ey gün ortasý! savruluyor kýnalý umutlarým
eleverecek gama uyanan itiraflarýmý
damarýmda dolaþan kaným gibi zevalsin
yoksul varlýðým kilitlidir yüreðine
kalbim öz diliyle çaldýkca kapýný
bütün mutsuzluklar parçalanýr her seher
kalp; nadasa býraktýðým bahara düþer
ufuklar senindir sanadýr gökyüzü
firarisi oldum sensiz âh’i evrenin
yüreðim uðuldar; vuslata erene kadar