Çankırı Hapishanesinden Mektuplar II
Bir akþamüstü
oturup
hapisane kapýsýnda
rubailer okuduk Gazalî’den :
"Gece :
büyük lâciverdî bahçe.
Altýn pýrýltýlarla devraný rakkaselerin.
Ve tahta kutularda upuzun yatan ölüler.
Bir gün eðer,
benden uzak,
karanlýk bir yaðmur gibi,
canýný sýkarsa yaþamak
tekrar Gazalî’yi oku.
Ve Pîrâyende’m benim,
ben eminim
sen sadece merhamet duyacaksýn
ölümün karþýsýnda onun
ümitsiz yalnýzlýðý
ve muhteþem korkusuna.
Bir akar su getirsin Gazalî’yi sana :
"- Toprak bir kâsedir
çömlekçinin rafýnda tâcidar,
ve zafer yazýlarý
yýkýlmýþ duvarlarýnda Keyhüsrevin..."
Birikip sýçramalar.
Soðuk
sýcak
serin.
Ve büyük lâciverdi bahçede
baþsýz ve sonsuz
ve durup dinlenmeden
devraný rakkaselerin...
Bilmiyorum, neden
aklýmda hep
ilkönce senden duyduðum
Çankýrýlý bir cümle var :
"Pamukladý mýydý kavaklar
kiraz gelir ardýndan."
Kavaklar pamukluyor Gazalî’de,
fakat
görmüyor, üstat,
kirazýn geldiðini.
Ölüme ibadeti bundandýr.
Þeker Ali yukarda, koðuþta baðlama çalýyor.
Akþam.
Dýþarda çocuklar baðrýþýyorlar.
Çeþmeden akýyor su.
Ve jandarma karakolunun ýþýðýnda
akasyalara baðlý üç kurt yavrusu.
Açýldý demirlerin dýþýnda
büyük, lâciverdî bahçem.
A s l o l a n h a y a t t ý r ...
Beni unutma Hatçem...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Nazım Hikmet Ran Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.