Ne yazýk, hep geç kaldýðýmýzý söylüyoruz o güzel geçmiþe
Bir zamanlar birilerinin de umutla beklediði o günlere
Þimdi gelecek
Geçmiþten pek de farksýz deðil aslýnda
Mesela hâlâ bizim bildiðimiz kediler sokaklarda
Sokak aralarýnda çocuklar hep ayný çocuklar
Bundan beþ bin yýl önce de ayný, þimdi de
Bir farký, þimdi gelmiþ, geçmiþi özleten
Özlenen gelecek, belki bir gün yeniden!
Elbette bir nefes sonrasý bilinmeyen oldukça
Acýlarda, sevinçlerde ayný dünyada karaborsa
Mühim deðil öyle ne kadar da verildiði -yýllarý saymazsak-
Bir insan ömrü kaç para eder ki?
Þimdilerde etmezde zaten, her geçen gün anlýyorum
Hakkýmý alacaðýma ölürüm dahi belki de,
Belki de o bir gün ümidiyle yine de yaþýyorum
Gladyatör Fatih, demirci Ali, sirkeci Tayyar, Çerkez Mehmet
Bunlarda bizim sokaklarda oynardý bir zamanlar çelik çomak
Onlarýnda geçmiþini iyi bilirim, iyi bilirim iþte bir zaman
Geleceklerinden haber mi vardý sanki, illa da bu zaman
Ýlla da söylemek gerekirse, ille de yavrum, ille de!
Bir þimendiferin yataklý vagonunun soðan kokan penceresinde
Soðan kokan, illa da aðlamak için soðan kokmalý deðil mi?
Gözlerime geçmiþten kayan yýldýzlar da dediðim olurdu
Bir acayip ihtimal silsilesinde, vakit yine on beþ kýrk altý tehirinde
Ah, elleri de kýnalý bilirdim tüm kadýnlarý bir ara!
Öyle de güzeldi bir geline ilk para takýþým doksan altýda
Sonra da yiðitlerin gülücüðü, dikkaldýrým aþýndýran sokak da
Nebülöz alýnlý yiðitlerin pespembe dudaðýndan okunan ilk dua gibi
Ezan sesleri Japonya’dan gelmiþ bir telefonun hafýzasýnda
Pencere diplerinde gelecek, pencere geçmiþle inleyecek
Ah kafam, eskiyi hatýrlamasa, sanki gelecek hiç gelmeyecek!
Fayanslarda mavi leke, kahvehanelere de yakýþýrdý ya mavi ölücük
Güldüðü kadar aðlamazsa ne diye verilir insana o kutsi öpücük?
Ve sonra yine býyýklar, koltuk altýna kazýlý zehrin þeyh edalý duruþu
Piyangodan çýksa, piyangodan dahi kabul olunmaz kurdun uluyuþu
Hakkýný vereyim iyi dalga geçmiþtim o çilli ve þiþman çocukla
Dükkaný sattýklarýný duyduklarýmda, ’ben alýrým’ demiþtim çocuk aklýmla
’Bir milyara satar mýsýnýz?’ dediðimde, o bozuntuya verilmemiþ bozulmalar
Fayanslarda mavi lekeler kadar, beyazlarda halbuki yaþamak gibi iz yapar
84 model Ford, külüstür demeyelim caný sýkýlýr, geldiði yollarý iyi bilir
Saçlarýný tarayan Mustafa’da duydum ki çok uzaklarda çoluk çocuða
Hem de geçmiþi sile sile karýþýp gitmiþ, anlýyorum çok iyi onu da
Aynen sadece dört sözcük bildiðine inandýðýmýz annelerimiz gibi
Hep sevilenlerin uzak da olmasýný dileyen hayatlarý yudumlarken:
’-Oðlum, hadi eve gel!’
ya da kýzým iþte, her neyse!
Ýþte öyle geçmiþten, para ile her þeyi alabileceðini düþünen
Parasýz kalýnca kuduran o acizin namusuz gülüþüyle
Her tekerlek gittiði yolu iyi bilir, tekerleðin üzerindeki akýl bilmese de!
Geçmiþ, miþle, kiþle olmaz demiþ ermiþ bunca iþ!
Ki olmayacaðýný zaten biliyordum ya daha doðmadan
Ondandýr yine geçmiþi umursamam hiç, dinlemem
Ne etmiþ, ne götürmüþ, ne getirmiþ; hepsi geçmiþ!
Gelecek mi vardý bir de? Onun da suyu çýktý þimdilerde
Geçmese de, hani geçmiþ olmasa da, içi çoktan geçmiþ!