GÜN YAZITI
“Leylekler gitti
demek ki eylül.”
Böyle yazmýþým
eskitürkçe bir kitaba
(Þifalý Nebatlar ve Emraz
Babýâli, 1910)
Bir tarih düþmek için:
(Ýlk yaðmurlar, güzün süvarileri.)
Hüseyin Avni, sakalýna güneþler öðretiyor
cebinde kuru iðde, sarmaþýk tohumu, topaðaçlarý
ben baða gözlüklüyüm hâlâ
üstüm baþým Nisan Tezleri, Mukaddime 1-2, gecesefalarý
Anti Dühring, Türlerin Kökeni, 1844 Elyazmalarý
göç yollarýna bakýyorum sarýþýn, uzun boylu
þiir yazýyorum, bir ölü sýcakkanlý þiir yazýnca
hiç ölmemiþ gibi bakýyor her þeye
ayný yoldan dönüyor evine, ayný bulvarý yürüyor öðle sonu
ayný aðacýn adýný unutuyor durmadan
oysa bir kâfur aðacý vardýr ve neyse kokusu o
unutuyor ölü olduðunu
-her ölü çekingendir yaþamýþlýktan
beyaz bir atla dolaþýr çarþýlarda-
unutuyor çünkü unutmak, kavlamasýdýr bir yaranýn
bir ölü unutmak kadar yer tutar dünyada,
þu kadarcýk bir þeydir
bir küllük, bir kumsaati, bir kalem ucu, bir düðme
sevmem bu yüzden ölü sözcüðünü
kokar, bulaþýcýdýr, dalgýn, sömürgen, yayýlmacý.
Öðrenciler çatýþýyor Beyazýt Meydaný’nda
Plaza de Mayo’nun güvercinleri esmer ve uzun
bir çocuk, oldukça turuncu
tutuyor elinde, görülmemiþ bir göðü
koklayýp iliþtiriyor yakasýna
‘yaþasýn’ diyor, yaþasýn deyince
anlýyoruz ki yaþasýn bir sözdür
karartmalar geçer, Açýk Þehirler, çok aðaçlý bulvarlar
köprüler, kale içleri, yer yasalarý
‘yaþasýn’ diyor, düþünüyoruz o zaman artýdeðeri
Londra Borsasý’ný, Çin Seddi’ndeki kuþevenleri
Tanzimat gazetelerini, Ýbret’in ilk baskýsýný örneðin
Rodos, Magosa, Akkâ sürgünlüðünü
Aleksan Sarafyan, Ahmet Midhat Efendileri
Ebüzziya Tevfik ve Monapirîzade Nuri Beyleri
Hüseyin Hilmi’nin tersane ve tramvay grevlerini
(Bozdoðan Kemeri su yolu deðil, kan yoludur
Ýþtirakçi Hilmi, sol eli þakaðýnda, Bâlâ’da bir bað
kuyusundan su çeker gibi düþürülmüþtür
bir uzun Bizanskemerike -ki iþçilerin yüzleri
tarak tutmuyordur daha.)
Amele Cemiyeti’ni, eski yeni Fýrka’yý
eliþleri dantela ve nakýþ sepetlerini Yaþar Nezihe’nin
Clara Zetkin’i, 8 saatlik iþ gününü, Marx’ýn kurþunkalemlerini
Kasým 1847’, öyleyse Manifesto yazýldý yazýlacak
istemek kipine çalýþýyoruz, dinamit gibi uzuyor kollarýmýz.
O zaman görüyoruz bir ölü
kendinden baþka bir þeydir
bir susku kendinden baþka bir þey
bir yengi kendinden baþka bir þey
bir sýkýntý kendinden
belki bir sýkýntý, hepsi bu
olmuþsa ondan olmuþtur þu bizim baþ baþalýðýmýz
kendimizden baþka her þeyle
o sýkýntýdýr eritip olgunlaþtýran bizi
(ya da Avanoslu bir kil ustasýnýn uykusuzluðu)
anlamak bizden sonraki kitaplarý
bir yeryüzü durup bakmýþsa bir yeryüzüne
bir kapý açýlmýþsa bir kapýya durup dururken
bir taþ konmuþsa bir taþ üstüne
karýlmýþsa terin ve elmanýn çiyiyle öncesizlik topraðý
görmek, söylemek için kumun, ahþabýn, alevin sesini
yükseltmek için o yenicil yapýyý.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.