"Kelebekleri neden sevdiðimi soruyordun hani
Onlar az yaþar
yollarý ayrýlýða varmadan
ve yalnýzlýðýn tadýyla dudaklarý küflenmeden
ölürler
Þair/ler gibi deðiller..."
Segah makamý adýmlarla göð/s/ümden kaçan kadýn
Hatýrla !
Hani kurumuþ yapraklardan dilekler tutuyordun
ve meþum kalemler ile sürgünler yazýp
nazenin baharlardan beni kovuyordun
Yapma diyordum…yapma...
Dalýn ihanet ettiði yapraklar gibi
yol hikayemi alnýmda taþýtma…
Dinlemiyordun…
Ýsmini zikir niyetiyle söylediðim kadýn
Hatýrla !
Hani uzun namlulu dilekler tutuyordun
ve müstehakmýþým gibi tetiði çekip
þuursuz çekirdeðine beni yaðmalatýyordun
Yapma diyordum…yapma...
Karalama kaðýtlarýný gecenin þerrinden gizleyen þairler gibi
Beni koynunda sakla…
Umursamýyordun…
Kahvemin telvesine kýsa ömürler çizen kadýn
Hatýrla !
Hani ben yaðmur ol istiyordum
meleklerin avuçlarýnda
ve uyu tenime düþene kadar
Gidip bilmediðim þehirlerin göðsüne yaðýyordun…
Hani ben masal ol istiyordum
dudaklarýmýn ucunda
ve bitme ecel gelene kadar
Gelip devrik cümlelerinle yangýnlar çýkarýyordun…
Eylülün teninden pastel renkleri çalan kadýn
Hatýrla !
Ben parmaklarýmla saçlarýna yazarken þiirleri
Sen kaðýt üzerinde harflerden çatma cümleler istiyordun…
Ben son sigarammýþ gibi avuçlarýmda tutarken ellerini
Sen gözbebeklerine düþtüðünde suretim tekzip ediyordun…
Piþmanlklar içinde secdeye kapanan kadýn
Hangi gözyaþýný yurduna dönmüþ gördün !
24/04/2012 Denizli