Gözlerin deniz ve oradaydý ölüm -Öldüm
Yosun tutmuþ derinine göm beni
kýyýlara itildiðinde denizin
ilik/siz ve sonsuz cesedi
akþamlarý bekler buzlarý çözülür
görünür içinde fosforlu açlýðýn izleri
kavrulmuþ toprakta
karanlýða açardý yüzgeçlerini
konuþma eskisi sözcükleri yargýlayan
saðýr kuþatma
ve hükümdarý olunmayan dünyada
geviþ getiren ruh
-kalýr tek-
dönsede bir dönmese de;
saatlerin hep saatleri akþam
rabsiz delirirmiþ anlatýlsa
sýzýlar denizinden yaðýzlýk süpürür yalnýzlýðý
ömrün zümrüt kuþlarý
gözsüz dönermiþ eteklerini
gelecek atýnda mahmuzlanmýþ
nefesin ilenci içeri girdiðinde
ve çýtkýrýlmýþ birkuðu boynundan öpük
kendinden geçmiþ
bugün; ürün veren doðal tadýmlýk
deniz dolduðunda iç dehlizler
her þey tamam her þey yerli duyunda
sýðýnacak bir yer
çoluk çocuk her þeyin olan yarýný
bugünlermiþ muazzam oyuðunda
sonra;
nereden girilirse girilsin
öncenin ve sonranýn açýk ölüm suslarý
parçalandýkça yontulur
denizi ve topraðýn birleþtirdiði
kentler uyuþur kader yolunda
yakamozlar üþür süzülür
o çað yakýn geçmiþe
ölüm gibi durgun
i mgelemde yaþayan bir anafor cesedi
yokluðun tekrarý
yitti karanlýðýn aðzýnda
göksel sürahiler gibi kanadý deniz
dokuz kere yüzüne çevrildi bu ölümcül yakarýþ
sonra;
ses bile dondu