"karanlýk þehirlerin düþ satan çocuðuyum,"
avuç avuç getirdim sana bak düþlerimden.
para falan istemem, bir gülüþüne düþlerimi satarým,
renk renk, boncuk boncuk, her istediðinden.
gülümseyiþinde kusur aramam, oyunbozanlýk etmem,
tebessümünle bile yetinirim, en alasýndan...
yok fiyatýna satýlan gülüþlerimin,
duruþmalarý yapýldý gamzelerinde,
tek celsede boþandý göz yaþlarým.
inkar edemediði yokluðunu, yoksulluðunu...
bir kaç söz uçamadý kulaklarýna sevda mýrýldanan,
bir kaç harf düþemedi ayaklarýna...
belki de gururumdan....
olsun dedim gurursa gurur, cansa can...
baþsa baþ, diþse diþ, ölümse ölüm,
aþtým bütün engellerimi,
ama aþamadýðým duvarlar varmýþ,
aþamadým iþte gizli duvarlarýmý,
sýyrýlamadým sükunetin kapýsýndan.
seni seviyorum diyemedim.
gizlenemedim düþ satan yüreðimin arkasýna,
sobelendim gerçeklerime...
artýk bu þehirde düþe kalka yürürken,
sesler duyuluyor kulaklarý çýnlatan:
-hey dostum düþlerini düþürdün.
hüzünlü bir söyleyiþle "-sende kalsýn." diyorum,
ve ellerimi soðuk ceplerime sokup,
karanlýk sokaklara daðýlýyorum.
sükunet takip eder beni,
emsalini bildiðim aþklarýn sözünü edemem,
sana ne kadar yakýn olsam da,
"içimde duvarlarým var" gelemem.