Ýki dakika sonra bitecek
Azýcýk yürüyeceðiz
Ve adýmlarýmýz geri dönecek geldiði mesafe kadar
Oturma bahçesinde çiçeði olmayan evlere þahit olacaðýz
Ayný yerden geçtiðimiz an da fark etmemiþ olsak dahi
Güneþ devrilecek gökten ýslak mavilere
Bisikletli ergen çocuklar
Tespihiyle dua eden yaþlýlar
Arka çardak da þarap içen iki sevgili
Sen ve ben önlerinden geçerken
Elinden yemek isteyecek martýlar gülüþünü
Susmaktan ne anladýðýmýzý düþünürken
Marmara’da ölmeyi sevdiðimi iyi bileceksin.
-Bak þuradaki restaurantý alacaðým büyüdüðüm de,
altýna kitaplar dolduracaðým ya da yok yok üst katýna
ve kütüphaneli bir lokantam olacak
çaylar müesseseden bedava.
Gülümserken,
Taþlara dahi basmaktan imtina eyleyecek ayaklarýn
Kýrýk taþlar gibi olduðunu bildiðimden yüreðinin
Bu da geçer diyeceðim, bu da biter.
Her baþlangýcýn bir sonu olduðu gibi
Kokulu resmini talep edeceðim zamandan
Zaman bu gece yakamoz var diyecek, yakamoz
Küçük iskemleler de çay içerken, titreyecek omzun
Daha fazla bölünmeye maruz kalmaktan korkmaktan
Çekip, saklayacaðým gözlerini denizin derinliklerine.
Ýki dakika çabuk bitecek, titreyecek, inleyecek gönül neyin
Ne güzelsin demeye kalmadan saat yirmi otuz yedi de
Dershaneye bakan, büfenin yanýndaki duraktan
Otobüse binip, döneceksin senin olmayan yere.
Ben yine ayný sayýklamalarým ile
Kedilerin ve kokoreçlerin olduðu yerde
Ýntihar edecek son sigaramý bekleyeceðim.
Bir de gemi sesi,
Kaptan taze balýktan býkmýþken
Uzakta bir deniz feneri,
Gözlerimi kapatýp, sensizliði dinleyeceðim