ýþýklarý sönük bu þehirde
kalabalýklardan arta kalan þatafatlý bir uðultu
çarpýyor göðsüme
tanýdýk bir ateþ dokunuyor sonra
sigaramýn ucuna
usulca sokuluyor ay ýþýðý yansýmasý
kaybolmakta olan ruhuma
gün yüzüne çýkýyor nicedir gizlediðim sevinçlerim
tezgah oluyor avuçlarýn ellerime
sere serpe
soluklanýyorum
bir aðaç gövdesi kadar hissiz
bir uçurum çiçeði kadar ümitsizdim oysa
sýradan hayatýmýn sýradýþý gerçeði
iþte o
ta kendisi
intiharvari uykulardan uyanmak gibi sarsýcý
batýk bir geminin güvertesinde
rüzgarý kucaklamak kadar imkansýz
çölde kürek çekmekten daha yorucu
iki yakasý bir araya gelmeyen mesafelerim var benim
vazgeçtim bulanýk denizlerde suretini aramaktan
a þ k
esiriyim tercihlerimin
asma bir köprüden düþüyor ayaðý kayan umutlarým
nefes nefese
boðuluyorum
düðümlü nehir aðýzlarý
birbirine küsmüþ daðlar
alnýmda çentiklenmiþ ayrýlýklar haritasý kanýyor
dudaklarýmda taze bir uçukla uyanýyorum sabahlara
caným yanýyor gülmek istedikçe
çocukluðumdan kalma kötü bir alýþkanlýk benimkisi
korkuyorum
sapý olmayan bir fýrça gibi ellerim
öylesine baþýboþ ve öylesine sahipsiz
saçlarýma okyanusun rengini sürmek isterken
kýrýk kanatlarýma bir parça daha hüzün biniyor
beton duvarlarda minicik bir tutamak arýyor sur iradem
nasýl da korkardým aralýk kapýlardan
þimdi bir kapý bile bulamamak
kapalýysa açmak
açýksa kapamak için
sanýrým cehennemindeyim cinnetin
hazýrlýksýz yakalanýyorum
þakaðýmdan öpen güvercin palazý düþlerime
fonda yalnýzlýk senfonisi
ardýndan iki el aþk sesi
vuruluyorum