...
gözleriniz çikolata kavanozuydu
umutlarým;
eðreti tahta merdiven
uzun boylu bir çocuk olsam da
cesaretimi aþamayacak kadar kýsaydý kelimelerim
bu yüzden afili bir þiirim de olmadý hiç
avuçlarým kirli sakalýnýzdan öteye týrmanamadý
hem zaten
kalbinizin trabzanlarý akýþkan ve kaygandý
her dizüstü düþüþümde
sarý parkelere anlamsýz mýsralar kusuyordum
annemden önce kýzýyordum kendime
þimdi biliyorum
yýldýzlarýn nasýl kaydýðýný ansýzýn
palas/pandýras
itilir gibi köhne bir apartmanýn merdiven boþluðuna
ve elleri nasýl yanar küçük bir kýzýn
göðün dudaðýna bastýrýnca
falanca bir geceydi
ne önemi var ki
henüz saðlam prensipleriniz var
ve hala diliniz
bahanelerinize tav
yamaladýðým bulutlarýn dikiþleri sökük artýk
mavi gökyüzüm kýrýk, çisil çisil düþkýran
biliyor musunuz bayým
*Ýçine çekilir s o n þiir ölmeden*
her neyse;
yaðmur var Haliç*te
eski botlarýmýn su almasý gibi, kalbime yaðýyorsunuz
küçücük yüreðime sakladýðým sokak þiirlerimin elleri üþüyor
artýk bir babalarý yok,
ve annelerinin öleceðini de bilmiyorlar
ayný hayalin çocuklarý olduklarýný bilmedikleri gibi
bana borçlu olduðunuz beyaz geceyi
piç doðurduðum s o n þiirime
baðýþlayýn
mesela beyaz bir karanfil gibi fakat kýrmýzý aðlayýn
aðladýðý gibi alnýmýn;
*küfür sürülmüþ bir býçaðýn sivri ucunda*
de_ soulmate