Bu þehrin ýþýklarý gece yanar yakamoz
Kurþunî bir renk alýr seyredilir kýyýda
Ayaðýma dokunsa ýþýk hüzmesi biraz
Geceyi sustururum þu pusan þarkýyý da.
Martýlar yüzükoyun uzanmýþ hep sulara
Rüzgâr hýþýmla esip asýlmýþ ki yulara
Uðultusu ses kesip karýþmýþ huþûlara
Sözü unut sazý da þu susan þarkýyý da.
Ufukta batan güneþ demir alýrken günden
Hasretinden sýzlayan gece; döner sürgünden
Gerdanýnda parlayan; Ah! Rûhumun simâsý
Üzerine giydiði; leyl’in son yansýmasý
Þu kuruyan dilime düþen; þehrin imâsý
Baðrýnda dertli baþým derin rûyâya daldý
Efsûnuna karýþtý, beklediðim muþtular
Güvercinler bayramda kubbeye konmuþtular
Apayrý bir sevinçti, tüm þehri yunmuþtular
Þarkýlarým þen þakrak serin hülyâya daldý
Ufukta batan güneþ demir alýrken günden
Hasretinden sýzlayan gece; döner sürgünden
Cennetten hicret etmiþ has bir bahçe, bir hancý
Hiç durmadan deðiþen bir yüzü var, yalancý
Kâh derdime ortaktýr, kâh yüreðime sancý
Varlýðýyla þu gönlüm þehr-Ýstanbul’u saklar
Mâhûr bir beste çalar eski gramafondan,
Eski günleri çalar ve eskimiþ taþ plaklar.
Sesi geliyor derin, bilmem hangi balkondan.
Biraz sen varsýn, biraz ben ve yetim sokaklar.
Ufukta batan güneþ demir alýrken günden
Hasretinden sýzlayan gece; döner sürgünden