YALNIZ VE YALANCI
Suskunluðumla daðlýyorum içimdeki çýldýran adamý
Sözlerim; irin dolu yaralar.
Belgeler ve evraklar.
Anlaþýlýrlýðýyla cerahatlarýmý kurutan,
Kalemimin dümdüz harmanlar misali,
Dimdik süründüðü, ruhumun ücrasýndaki limanlar.
Günahlarýma,
Tövbeler iþe yaramýyor
Çünkü besleniyorum hâlâ,
O günahlarýn meyvelerinden.
Bu sabýrlý gök kubbe altýnda,
Var mý benim kadar yalnýz ve yalancý
Esirgeyen ve baðýþlayan,
Çamurlarýyla gövdemi paklayan kara topraðý,
utandýran.
Her gün biteviye Tarh ediyorum
Utanç abidesi gizli ve zehirli bilgiçliklerimi
Tahakkukumu kendim kestim
Saðýr ve dilsiz cellatlar dinginliðinde
Teblið nebi’lerin göreviydi
Kirli banknotlar, kirvemiz olmadan önce
Tahsilata gerek yok
Ödedim;
Keserle yonttuðum gövdemin yongalarýyla,
Dostlarýma bile riyakar gülüþler sunma ýzdýrabýyla.
Hamlet’in babasýyla suçum birse;
Elim ve dilim,
Yakýþmýyor biliyorum, güzellikler resmetmeye
Kelimeler keskin hançerler deðilse.
Kapkarayým; yalnýzým ve de yalancý.
Ahmet SÜRÜCÜ 12 Ekim 2011
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.