BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 19

bugün gelmeniz çok iyi oldu
siz gelmeden önce bankaya uðradým
ve bugün ilk maaþýmý aldým
ilk defa maaþ aldýðým için de
þaþkýnlýktan ve heyecandan
bütün maaþýmý yanýma aldým
bu kadar parayý
evde nasýl durdururum diye düþünüyordum
iyi ki buradasýnýz
maaþýmýn ilk gününde yanýmdasýnýz
sonra
cebinden bir deste parayý çýkardý
balcý babasýnýn
dizinin üzerine býraktý
iþte babacýðým
bu para benim deðil
senin hakkýndýr
bu hazzý
bu gururu
sen bana yaþattýn
benim için
okumam
öðretmen olmam
bir makam sahibi olmam için
çok çalýþtýn, çok yoruldun.
artýk çalýþmana bile gerek yok
benim maaþým
size de yeter
Gani’nin masraflarýna da
burada bana
para gerekli olmaz
küçücük bir yer zaten
taþ çatlasa
haftada bir iki kez
yemek yerim dýþarýda
üstelik sadece üç beþ liraya
en güzel yemeklerle
karnýmý týka basa doyururum
bak babacýðým,
bu paradan sadece yüz lira layým
gerisini sana býrakayým
bu para bana
bir ay yeter de artar bile
bundan sonra da
maaþýmý alýnca
ister sana göndereyim
istersen bankada hesap açtýrýp
orada biriktireyim
ihtiyacýnýz oldukça
ben size gönderirim
balcý babasý
ve suskun annesi
çok duygulandýlar
balcý
aðlamaklý olan karýsýna
sevinmene bak haným
aðlamayý býrak, dedi
bak, bu günleri de gördük iþte
oðlumuz bir öðretmen oldu
ve kucaðýmýzý parayla doldurdu
sonra Seyit’e döndü
ulan kerata, dedi
maaþýnýn tümünü bize verdin ama
bir þeyi unutuyorsun
koskoca adam oldun
öðretmen oldun ama
hala bekar duruyorsun
hep böyle kalacak deðil ya
bir gün elbet evleneceksin
paralarýný bize verme
biriktir de
gelin hanýmýn çeyizini dizersin
balcý babasý bunlarý anlatýrken
Seyit
güzel gözlü Esma’yý düþünüyordu
sanki balcý babasý
Seyit’in düþüncelerini okudu
ve birden bire sordu
sahi ulan kerata, dedi
senin Ýstanbul’daki kýz arkadaþýn ne oldu?
görüþüyor musun hala onunla?
ciddi bir þey var mýydý aranýzda?
Seyit
hiçbir þey söylemedi bu konuda
bütün zaman
hiç konuþmayan
suskun annesi
utandý benim oðlum
utandý öðretmenim, dedi
hele o günler bir gelsin
kurban ederim kendimi sana da
seni alacak o kýza da, dedi.
balcý babasý
ve suskun annesi
Seyit’in yanýnda
iki gün kalýp döndüler.

yeni bir yýl yaklaþýyordu
Silvan soðuktu
Silvan sessizdi
Silvan günlerdir yaðan kardan
bembeyazdý
dört gündür aralýksýz yaðan kar
bütün yollarý kapatmýþtý
Silvan Silvan olalý
böyle bir kýþ yaþamamýþtý
okullar iki gün tatil edildi
yetmedi
üç gün daha verildi
tam bir hafta boyunca
kimse yerinden bir yere gidemedi
sýkýyönetim
ve sokaða çýkma yasaðý vardý
insanlar zaten evlerinden ayrýlamazdý
dýþarýsý soðuktu
kardý
peygamberlerin bile
dayanamayacaðý acýyý çekenler
çocuklar
hastalar
ve hamile kadýnlardý
ölseler
mezar bile kazýlamazdý

kar yüzünden gelen bu tatilde
Seyit öðretmen
evine çakýlýp kaldý
bir keresinde
çarþýya çýkmak istedi
kahveler
bakalar
fýrýnlar bile kapalýydý
yine evinde tek baþýnaydý
radyosu açýktý
Atatürk’ün sevdiði þarkýlar çalýnýyordu
balcý’nýn oðlu Seyit öðretmen
yataðýna uzanmýþ
ders kitaplarýný karýþtýrýyordu
kapýsý vuruldu hýzlý hýzlý
heyecanla kalkýp açtý
gelen
öðretmen arkadaþý
Trabzonlu Hasan’dý
dýþarýnýn havasý buz gibiydi
hemen içeri girip
kapýyý sýkýca kapadýlar
içerinin sýcaklýðýný
ve yanmakta olan sobayý görünce
boþuna merak etmiþiz seni, dedi hasan öðretmen
keyfin çok iyiymiþ burada
neyse uþaðum, dedi kendi þivesiyle
bir haftadýr çakýlýp kaldýk içeride
yengen ýsrar edip söyledi ki
gidip getiresin Seyit’i
yalnýz baþýnadýr,
belki bir þeye ihtiyacý vardýr
akþam gelip bizde yesin yemeðini
aynen böyle söyledi yengen, dedi yeniden

Seyit
hem çok sevindi
hem de utandý biraz
çok sað ol hasan kardeþim, dedi
yengemize de hürmetlerimi söyle
hiçbir eksiðim yok benim
odunlar
daha önce burada oturmuþ
eski öðretmenden kalma
hiç durmadan yaksam bile
iki ayda bitmez
yiyecek dersen o da bol
dur bak, çayým var
yanýna kavurma da çýkarayým
birlikte yeriz
hem vaktin varsa eðer
biraz sohbet ederiz
kavurmaya gerek yok, dedi Hasan
birer bardak çay içelim
sonra da birlikte çýkýp bize gidelim
Seyit’i almadan dönme dedi yengen

Seyit
yeniden
bir baþka zaman gelirim
hele þimdilik seninle
biraz sohbet edelim de
baþka bir gün de sizin evde devam ederiz, dedi

yer minderlerine oturup
çaylarýný içtiler
önce okul iþlerinden baþlayýp
havadan
sudan
okuldan
ve kapanan yollardan söz ettiler

Seyit’im, dedi Hasan öðretmen
sen Erzincanlýydýn deðil mi
evet, dedi Seyit
ama en çok da Hasan öðretmenin
içten söylediði
Seyit’im sözüne sevindi
ona bir tek annesi böyle derdi
Hasan öðretmen devam etti
üniversitedeyken
üç sene boyunca ayný odayý
bir Erzincanlý arkadaþýmla paylaþtým
Tercanlýydý Metin
adam gibi adam
kalbi temiz biriydi

ne tesadüf, dedi seyit
ben de Tercanlýyým
Metin hangi köydendi acaba?

köyünü bilmem ama
senden iyi olmasýn
bayýlýrdým o oðlana
bu kadar dürüst
bu kadar namuslu
bu kadar iyi yürekli
insan kaldý mý hala?
o da öðretmen çýktý
ilk görev yeri Bayburt’tu
bir iki kez gelmiþti mektubu
þimdi nerdedir bilemem

DEVAM EDECEK...
Sosyal Medyada Paylaşın: