BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 17

onlarý dinlemek için
içeriye gönderilen askerin denetiminde
toplantý sona erdi
ve topluca bahçeye gidildi
müdür
oradaki komutana
komutaným, yarýn okullar açýlacak, deðil mi, dedi
komutan
müdürün yüzüne bile bakmadan
þu anda ben de bilmiyorum
akþam haberleri izle
mutlaka duyarsýn
okullar açýlacak denirse
yarýn çýkar gelirsin

öðretmenler
evlerine gitmek için daðýldý
Liceli Sýrrý
Seyit öðretmen
ve bir de yeni tanýþtýðý
Trabzonlu Hasan öðretmen
varsa eðer,
gazete satýn almak
olabilirse
yakýnlarýna telefon etmek
ve yeni haberleri duymak için
çarþýya doðru yürüdüler
çarþý giriþinde yeniden
askerler tarafýndan kontrol edildiler
Seyit’in dün uðradýðý kahveye girdiler
Trabzonlu Hasan öðretmen
masaya iliþirken
yahu bu askerler
þu küçücük ilçede
bizi böyle zýrt pýrt
kontrol mü edecekler?
anarþist miyiz biz kardeþim
öðretmen olduðumuz biliniyor iþte, dedi
Liceli Sýrrý
aman ha, gözünü seveyim hocam
dedi Trabzonluya
böyle ulu orta yerde
anarþist falan deme
sonra baþýmýz girer derde

kahvecinin çýraðýna
gazete aldýrdýlar
çaylarý yenilenirken
okumaya baþladýlar
yurt genelinde
durum sakinmiþ
ve halk
bu askeri harekatý
sevinçle karþýlamýþ
fotoðraflardan birinde
Ecevit ve Demirel
eþleriyle birlikte
uçaktan iniyordu
rüzgarlý bir havada
askerler arasýnda
Zincirbozan’a gidiyordu
gazeteye baktýkça
köþe yazýlarýný okudukça
Seyit, bu askeri darbeyi
bir türlü bir yere koyamýyordu
çünkü askerler
solcularý yakalayýp
dernek ve sendikalarý kapattýklarý gibi
saðcýlarý
ve ülkücüleri de yakalýyordu
üstelik
darbecilerin baþý evren
hemen her konuþmasýnda
sað ve sol tehlikeden
söz ediyordu
ve az sonra baþlayan haberlerde
Alparslan Türkeþ’in de
yakalandýðý söyleniyordu
öyle çok içten inanmasa da
kendi kendine düþündü seyit
acaba bu darbe
12 mart’tan farklý mýydý?
bu darbeciler
27 mayýsçýlara daha mý yakýndý?
neyse,
bekleyip göreceðiz dedi içinden
posta haneye gitmek için
kalktý yerinden
öðretmen arkadaþlarý da
Seyit’ eþlik etti
önce bakkal komþusunu aradý Seyit
babasýna veya annesine
haber vermesini rica etti
biraz daha bekleyip yeniden aradý
babasý ve annesi birlikte gelmiþ
bakkalda telefon bekliyorlardý
ikisi de Seyit’i çok merak ediyordu
Seyit’in sesini duymak
saðlýklý olduðunu
hiçbir sorununun olmadýðýný
yarýn okula baþlayacaðýný
evinin arandýðýný
ama hiçbir zorlukla karþýlaþmadýðýný
bilmek
ve duymak
anne ve babasýný rahatlattý
günlerdir seni merak ettik
uyku bile tutmadý
dedi suskun annesi
baban gelmek istedi ama
her yer asker doluydu
kimse zaten korkudan bir þey yapamýyor
bütün evleri aradýlar
kimde kitap varsa
kimde silah varsa
hem onlarý hem de sahiplerini
alýp götürdüler

balcý’nýn oðlu Seyit
kendi kitaplarýný soramadý telefonda
ama suskun annesi onu anlamýþ gibi
bizim evimizi de aradýlar, dedi
ama zararlý hiçbir þey bulamadýlar
sen kendine dikkat et
benim güzel öðretmen oðlum
okulunla
öðrencilerinle
derslerinle ilgilen
hiç kimseyi
bizi bile düþünme

Seyit
bu konuþmadan sonra rahatladý
posta haneden çýkýp
derin bir nefes aldý
dýþarýda bekleyen öðretmen arkadaþý
az önce duymuþtu
okullar yarýn açýlýyordu
sonra herkes
yarýna hazýrlýk yapmak için
evine doðru gitti

balcý’nýn oðlu Seyit öðretmen
gecenin bir vaktinde
radyoyu açýk býrakýp
yataðýna uzandý
aklý hep Ýstanbul’da
aklý hep daðlarda
aklý hep Esma’daydý
ne kadar zorlasa da kendini
aklýna hep kötü þeyler geliyordu
haberleri duydukça
yakalanan kiþileri
yasaklanan þeyleri duydukça
iyi þeyler düþünmekte zorlanýyordu.
darbeden on iki gün sonra
bir hükümet kuruldu
eski emekli paþalardan
Bülend Ulusu baþbakan oldu
Amerika’nýn
ve dünya bankasýnýn
yani sermaye babalarýnýn
has oðlu
Turgut Özal
bu hükümette de yine
baþbakan yardýmcýsý oldu
bütün ülke sindirilmiþ
susturulmuþ
adeta bir karanlýða gömülmüþtü
hiç kimse
eski politikacýlar
gazeteciler
sendikacýlar
aydýnlar bile
seslerini çýkarýp
haksýzlýða
baskýya
zulme
itiraz edemiyordu
askeri cunta
geldiðinin yirmi sekizinci gününde
ülkücü bir gençle
solcu bir öðrenciyi
idam etti
bu idamlarýn ilkiydi
cuntacýlar
hem soldan
hem saðdan
birilerini idam ederek
tarafsýz olduklarýný
gösterme çabasýndaydý
oyda daha sonra
tüm geliþmeler gösterecekti ki
bu çabalarýnýn tümü yalandý
uydurmaydý

sonra da
kendilerince sakýncalý olan
üniversite belasýndan
ve öðrenci kavgalarýndan
kurtulmak için de
YÖK’ü kurdular
böylece
üniversite öðrencilerinin
bilim öðrenmesine
çok þey bilmesine
aklýna
ve özgür düþünmesine
gem vurdular
üniversiteler
yani bilim yuvalarý
artýk birer bilim yuvasý deðildi
öðreten
yol gösteren
eðiten kurumlar deðildi
Denizlerin Mahirlerin Ýbrahimlerin
bilim öðrendiði
Behice Boranlarýn
Sadun Erenlerin
Erdal Ýnönülerin
bilim öðrettiði yerler deðildi.
býrakýn kitap okumayý
kitapçýlarýn vitrinlerine bakmak bile
sakýncalýydý
ve darbeciler
geleceðin
suskun
tepkisiz
korkak
tarafsýz
cahil
gençliðini yaratmak için
her türlü yolu deniyorlardý.
ilerici
aydýn
solcu
yazarlar zaten yasaklanmýþtý da
sýradan yazarlarý bile yasaklýyorlardý
kitaplarla silahlarý
ayný fotoðraf karesi içine koyup
televizyondan yayýnlýyor
insanlarýn kafasýna
kitaplarýn da
silahlar kadar
tehlikeli olduðunu sokuyorlardý.


DEVAM EDECEK...
Sosyal Medyada Paylaşın: