BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 15
babasý gittikten sonra Seyit
Silvan’ý görüp tanýmak istedi
seminerden arta kalan zamanlarda
görev yapacaðý okuldan
iki öðretmen arkadaþý
ve okul müdürüyle çarþýyý gezdi
yoksulluk
ve geri kalmýþlýk
her haliyle göze çarpýyordu
balcý’nýn oðlu öðretmen Seyit
gördüðü manzaraya
yaþanan acýlara inanamýyordu
iki öðretmen arkadaþýnýn ikisi de
demokrat kiþilerdi
ama müdürlerinden
henüz emin deðildi
belki de sorumlu olduðu için öyleydi
pek az konuþan
her hangi bir konuda yorum yapmayan
biriydi.
Seyit’in dýþýnda
üçü de evliydi
yusuf müdür Yozgatlý
öðretmen Sýrrý Diyarbakýr Lice’li
Sedat öðretmen de Nazilli’nin köylerindendi
beþ gün sonra okullar açýlacak
ve balcý’nýn oðlu Seyit
öðretmen olarak
göreve baþlayacaktý
ertesi gün balcý babasý geri geldi
elleri dolu doluydu
sadece yatak deðil
suskun annesi
öðretmen oðlu için sepetlere
yaðý
balý
yumurtayý
ve kavurmayý doldurmuþtu.
ama babasý önemli bir þeyi unutmuþtu
Seyit öðretmen
kitaplarýmý getirmemiþsin baba, dedi
hayýr, dedi balcý
bilerek almadým yanýma
artýk o kitaplarý boþ ver sen
baþýna bela olurlar sonra
ah, babacýðým, dedi Seyit yeniden
kitaplar yasak þeyler deðildi ki
roman
þiir
öykü kitaplarým vardý
ve hepsinden önemlisi
mesleðimle ilgili kitaplarým çoðunluktaydý
onlar bana mutlaka yararlý olacaktý
üzülme, dedi babasý
ben sakýncalý þeylerdir diye almadým yanýma
bir daha geliþimde, getiririm sana
hem erzincan dediðin þunun þurasý
bir hafta sonu çýksan yola
yedi sekiz saatte ordasýn.
balcý’nýn fazla vakti kalmamýþtý
tuðla fabrikasý patronlarýndan
sadece bir gün için izin almýþtý
o akþam
öðretmen oðlunun bekar evinde
odun ateþinin üzerinde
yapýlan çayýný içti
ve henüz güneþ batmadan
minibüse binip
diyarbakýr’a gitti.
hayatýnda ilk defa o gece
balcý’nýn oðlu Seyit öðretmen
kendisine ait bekar evinde kaldý
suskun annesinin hazýrladýðý
yün döþek ve yorganlar içinde
deliksiz bir uykuya daldý
sabahleyin uyandýðýnda
gün çoktan ýþýmýþtý
masa saatine baktý
öðretmen arkadaþlarý
ve müdürle
okulda buluþacaktý
son hazýrlýklar yapýlýp
eðitime baþlayacaklardý
henüz vakti vardý
banyo gibi yerde yüzünü yýkadý
kahvaltý için çay suyunu
tüp gazýn üzerine býraktý
ve biraz temiz hava almak için
bahçeye çýktý
suskun annesinin gönderdiði
baldan
tere yaðýndan
ve taze yumurtadan
kendisi için krallara layýk
bir sofra hazýrladý.
yalnýzlýk canýný sýktý
kalktý
bir sokak aþaðýda oturan
ve þimdilik bekar kalan
öðretmen arkadaþý Liceli Sýrrý’yý
kahvaltýya çaðýrmak için
dýþarýya çýktý.
henüz üç beþ adým atýþtý ki
karþýsýnda
silahlý
tomsonlu
bir sürü asker görünce þaþýrdý.
önce bir anlam veremedi
sokakta askerin dýþýnda
kimselerin olmamasý dikkatini çekti
gitmekle dönmek arasýnda
gidip gelirken
askerlerden biri
silahýný Seyit’e doðrultup
gir evine hemþehrim
sokaða çýkma yasaðý var, dedi
neden?
ne oldu ki? diye sorabildi
ihtilal oldu hemþehrim, ihtilal
duymadýn mý?
haydi bas git evine
otur radyoyu dinle.
Seyit
beyninden vurulmuþtu adeta
duyduklarýyla sarsýldý
ilk aklýna gelen
örgüt arkadaþlarýydý
hemen radyoyu açtý
zafer marþlarý çalýnýyordu
kahvaltý için keyfi kaçtý
yine de bir bardak çay aldý
ve radyoyu dinlemeye baþladý
az sonra
müzik yayýný son buldu
milli güvenlik konseyi’nin
iki numaralý bildirisi okundu
demek ki ihtilal geceden yapýlmýþ
bundan önce bir bildiri daha okunmuþtu
diye düþündü.
detaylarý öðrenmek için
saate bakýp sabýrsýzlýkla bekledi
iki nolu bildiride
halkýn sakin olmasý
sokaða çýkma yasaðý kalkýncaya kadar
evlerinden çýkmamasý
askerine ve ordusuna güvenip
onlara yardýmcý olunmasý söyleniyordu.
ve radyonun haber saati geldi
þimdi artýk her þeyi
detaylarýyla öðrenecekti
can kulaðý ile dinledi
türk silahlý kuvvetlerinin
12 Eylül 1980 tarihi itibariyle
saat 00.02’de
milli birlik ve bütünlüðümüzün
tehlikeye girdiði
Atatürk ilke ve inkýlaplarýnýn
korunup sahip çýkýlmadýðý
ve baþýmýzdaki basiretsiz hükümetlerin
akan kardeþ kanýný
bir türlü durduramadýðý
TC devletinin bundan büyük yara aldýðý
gözlemlenerek
iç hizmetler kanununun kendilerine verdiði
yetkiye dayanarak
Türk Silahlý Kuvvetleri olarak
bugünden itibaren
ülkenin yönetimine
tümüyle el konulduðunu
ülkedeki anarþi ortamýný yok ettikten sonra
en kýsa zamanda
ordunun
yeniden kýþlasýna çekileceði
ve yönetimi sivillere devredeceði söyleniyordu.
daha sonra da
milli güvenlik konseyi’nin baþkaný
Kenan Evren’in
tam yirmi yedi dakika süren
konuþmasý yayýnlandý.
balcý’nýn oðlu Seyit
tüm bu konuþmalardan
baþka þeyler anladý
görünen, anlaþýlan o ki, dedi kendi kendine
bu kez çok kararlýlar
ve öyle tez zamanda gidici deðil
uzun süre kalýcýlar
keþke bir telefon olsaydý
arasaydým arkadaþlarý, yoldaþlarý
beklemekten baþka çarem yok.
radyoyu dinliyordu
konuþmalarýn satýr aralarýndan
anlamlar çýkarmaya çalýþýyordu
kimlerin hangi amaçla
niçin darbe yaptýðýný
bunun bir ihtilal mi
bir cunta mý olduðunu
genarellerin faþist kafalý mý
yoksa söyledikleri gibi
demokrasinin korunmasý için mi
yönetime el koyduklarýný
merak edip durdu.
ertesi günün sabahýna kadar
gözüne uyku girmedi
merakla korku arasýnda gidip geldi
sabahleyin
dýþarý çýkmaya hazýrlanýyordu
sokaða çýkma yasaðý
akþam saat 17’ye kadar kaldýrýlmýþtý
birden
bahçesine
bir sürü askerin girdiðini gördü
çalýnan kapýya yöneldi
üç dört silahlý asker
hýzla içeriye girdi
baþlarýndaki komutan Seyit öðretmene
ellerini baþýnýn üzerine koymasýný söyledi
Seyit’in üzeri aranýrken
diðer askerlere de
evi aramalarýný emretti
sordular
öðretmen olduðunu
henüz beþ gün önce buraya atandýðýný
bu evi kiraladýðýný ve yalnýz yaþadýðýný
söyledi.
evde aradýklarý sakýncalý
gazete
kitap
dergi
ve silah bulamayýnca
balcý’nýn oðlu Seyit’i
sýradan zararsýz biri sanarak
aramaya son verdiler.
hocam, dedi komutan
okullar açýlýncaya kadar
fazla dýþarý çýkmayýn
çýkacaksanýz eðer
kimliðinizi mutlaka yanýnýza alýn
kimliði olmayanlarý
hemen tutuklama yetkimiz var
yeni geldiðiniz için de
sanýrým kimseyi tanýmýyorsunuz
ama yine de
bildiðiniz, duyduðunuz
kanun dýþý kimseler varsa
bize mutlaka duyurunuz, deyip gittiler.
DEVAM EDECEK...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Hüseyin Akdemir Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.