BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 14
balcý’nýn oðlu Seyit
artýk üniversiteye gidiyordu
ve Ankara’da da olsa
yoldaþlarýyla sýk sýk bir araya gelip
mücadelelerine katkýda bulunuyordu
ve üniversitede yavaþ yavaþ
aktif olmaya çalýþýyordu
henüz yirmi günlük öðrencilerken
balcý’nýn oðlu Seyit’e
ve ayný bölümde okuyan arkadaþlarýna
bir þans doðdu
Bülent Ecevit’in baþýnda olduðu hükümet
bir yasa çýkarmýþ
ülkedeki öðretmen açýðýný kapatmak için
hýzlandýrýlmýþ eðitim kararý almýþtý
buna göre Seyit ve arkadaþlarý
altý veya yedi ay içinde
öðretmen olarak mezun olacaklardý
sermaye babalarýnýn
stokçularýn
patronlarýn
ve kapitalizim yanlýlarýnýn
baskýlarýna
daha fazla dayanamayan Ecevit
bir ay sonra 16 ekim 79’da istifa etti
ama çýkarýlan
hýzlandýrýlmýþ eðitim yasasý geçerliydi.
Demirel yeniden baþbakan oldu
ve kadim dostu Erbakan ile
koalisyon hükümeti kurdu
ve baþbakan Demirel
1 aralýk 1979’da
baþbakanlýk müsteþarlýðýna
Amerika’da dersini almýþ
devletin planlama teþkilatýna katýlmýþ
Turgut Özal’ý oturttu.
ne olaylar
ne zamlar
ne de anarþi duruyordu
her þey ayný hýzla
ve ayný bilinmezlikle devam ediyordu
üstelik
bir çok dernek ve sendika
kapatýlýp yasaklanýyordu
yeni bir yýlýn
23 ocaðýnda
Ege’de bir direniþ destaný yazýldý
binlerce iþçi
on binlerin desteði ile
Tariþ direniþini baþlattý
hükümet
yani Demirel
Amerika’nýn sesi, sermayenin gözdesi
yani Erbakan
Arap sermayesinin bekçisi
geliþen
güçlenen
bilinçlenen
ege’nin iþçisi
devrimci öncüsü
Tariþ emekçisine göz yumamazdý
askerini
polisini
topunu
tüfeðini
neyi varsa yýðdý tariþ’in önüne
namlularý çevirip iþçinin üzerine
kanlý bir þekilde
bastýrdý bu direniþi
ve ertesi gün
yani 24 ocak’ta
Amerika’dan gelen istek üzerine
baþbakanlýk müsteþarlýðý koltuðuna yerleþmiþ
Turgut Özal
IMF’nin talimatýyla
yoksulu daha yoksul
varsýlý daha varsýl kýlacak
kararlarý açýkladý
a’dan z’ye
her þeye
zam yapýldý
ve stokçular
ve talancýlar
ve vurguncular
bir gece içinde sermayelerini
beþ’e on’a katladýlar.
o yýlýn nisan’ýndan sonra
kirli eller
ve faþistler
yine azdýlar
12 Nisan’da
ünlü halk bilimci ve kültür adamý
Ümit Kaftancýoðlu’nu vurdular
bu olaydan bir ay sonra
Seyit
son sýnavlarýný da baþarýyla verdi
ve eðitim enstitüsü’nden
öðretmen adayý olarak mezun oldu
Ankara’da kalýp
daha fazla masrafa girmek istemedi
Ýstanbul’a gidip
arkadaþlarýný
yoldaþlarýný ziyaret etti
Malatyalý Esma’yý
yine de
son bir kez göreyim diye
derneðe gitti
onu orada göremeyince
güvendiði bir yoldaþýna
Esma’yý sordu gizlice
Esma yoldaþ
bir ay önce kýrsala gitti
gerillaya katýldý, dedi
balcý’nýn oðlu Seyit
üzülsün mü sevinsin mi bilemedi
iki gün daha kalýp Ýstanbul’da
memleketine gitti.
Seyit memleketteyken
o yýlýn 5 temmuz’unda
Maraþ olaylarýnýn aynýsýný
faþistler bu kez
Çorum’da uyguladýlar
onlarca kiþiyi öldürüp
çocuklarý bile
iþkenceyle öldürdüler
ayný günlerde Fatsa’da
adeta
bir devrim provasý yapýlýyordu
belediyeyi ve kurumlarý
devlet deðil, halk yönetiyordu
ve bu halk yönetimi biçimi
tüm Karadeniz’e
dalga dalga yayýlýyordu
tehlikenin boyutunu gören
baþbakan Demirel
Çorum’da onlarca kiþinin ölmesine raðmen
Çorum’u býrakýn, Fatsa’ya bakýn
diye baðýrýyordu
balcý’nýn oðlu Seyit
olanlarý çok sonradan duymuþtu
Çorum’a veya Fatsa’ya gitmek için
artýk çok geç kalmýþtý.
22 temmuz 1980’de
DÝSK genel baþkaný
Kemal Türkler’in öldürüldüðü gün
balcý’nýn oðlu Seyit
resmi bir yazý aldý
yazýda
kendisinin öðretmen olarak atanacaðý
ve bunun için de 26 Aðustos’da
kura çekimlerinin yapýlacaðý yazýyordu
o gün geldiðinde
yollara düþtü yine
babasýyla birlikte gitti kura çekimine
sonuç belli olmuþtu
balcý’nýn oðlu Seyit
Diyarbakýr’ýn Silvan ilçesine
öðretmen olarak atanmýþtý.
en geç 5 Eylül’de
ilçede olmasý
ve eðitim öncesi
seminerlere katýlmasý gerekiyordu.
balcý babasý
yalnýz býrakmadý Seyit’i
onunla birlikte Silvan’a gitti
daðlarýn arasýnda kalmýþ
küçük bir ilçeydi Silvan
insanlarý meraklý ve ürkekti
tanýmadýklarý
bilmedikleri insana
fazla yaklaþmazlardý
ama tanýyýp bilince
hele bir de sevince
canlarýný vermekten kaçýnmazlardý
o gün
tuvaleti dahi olmayan
yataklarý kirli
derme çatma bir otelde kaldýlar
ertesi gün
Seyit öðretmen için
kalacak kiralýk ev aradýlar
arayarak
sorarak
konuþarak
geçen yýl burada olan
ve bu yýl tayini çýkýp giden
eski bir bekar öðretmenin kaldýðý
evi buldular
dokuz çocuðu olan
ev sahibi Ferhat’la anlaþýp
evi kiraladýlar
iki odasý
küçük bir banyosu
dýþarýda bahçe içinde
tuvaleti vardý
önceki öðretmen bu evde
uzun yýllar kalmýþtý
giderken de
bir çok eþyasýný
geride býrakmýþtý
þöyle bir baktýlar
ne var ne yok diye
sadece bir yatak ve bir iki küçük þey
eksik kalýyordu geriye
balcý babasý
bir kahkaha attý
ve Seyit’i ensesinden yakaladý
haydi gene iyisin öðretmen bey, dedi
nerdeyse dizili bir eve kondun
eksik olan ne ise
tamamlarýz iki günde
ben bugün eve dönerim
en güzel döþeðimizi
iki yorganla birlikte
iki gün sonra alýr gelirim
þimdilik o otelde idare edersin
ama temizliðine dikkat et
çünkü sen artýk bir öðretmensin
insanlar seni
düzensiz ve daðýnýk görmesin
bak, gördün iþte
saygýyý, sevgiyi bana deðil
sana gösterdiler.
bana da sýrf öðretmen beyin babasýdýr diye
deðer verdiler.
balcý
oðlu Seyit’i kendine doðru çekip kucakladý
caným oðlum, dedi
þu anda duyduðum gururu
ve günlerdir yaþadýðým mutluluðu
anlatamam sana
beni dinledin
okudun
çalýþtýn
ve öðretmen oldun
iþte asýl þimdi yolun baþýndasýn
asýl þimdi
o hep kavgasýný verdiðin
yoksulluða
cahilliðe
ezilmiþliðe
çaresizlik ve haksýzlýða karþý savaþmalýsýn.
ama ne olur
benim için
annen için
kardeþin için
yanlýþ þeyler yapma
savaþmalýsýn diyorum sana
ama
kaleminle
aklýnla
bilginle
savaþmaný istiyorum
sen artýk bir öðretmensin
çocuklara
gençlere
cahillere
doðru þeyleri öðretmek
ve eðitmekle görevlisin
devlete karþý deðil
artýk bir öðretmen olarak
cahilliðe karþý gelmelisin
ne olur benim aslan oðlum
bizi üzecek þeylerden uzak dur
sonra yeniden sarýldý Seyit’e
kerata, dedi
büyüdün artýk
öðretmen oldun
artýk seni þapur þupur öpemiyorum
ama þunu hiç unutma öðretmen oðlum
seninle gurur duyuyor
ve seni çok seviyorum.
DEVAM EDECEK...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Hüseyin Akdemir Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.