Deðil mi ki uyudum, uyamadým sözüme
Acýmayýn halime; arsýz deyin yüzüme
Bad-ý saba eserken geceme, gündüzüme
Rabbimden niyazýma çok imtiyaz ekledim
Buðzettim ayazýma; sürekli yaz bekledim
Sanýrdým sinden öte sýradan seyr-ü sefer
Nefsin her çaðrýsýna bendim en sadýk nefer
Hezeyanmýþ her zafer; þimdi ne ziyâ ne fer
Önümde zor bir sefer; ürperdim...panikledim
Dost aradým muteber; dostu ahraz bekledim
Saatin tik-taklarý ihtar için vururken
Her salâ musallaya bir ceset kondururken
Kabirden yükselen ses tebessüm dondururken
Dalda yaprak kururken ibreti itekledim
Furkan rafta dururken her âna haz bekledim.
Sözde; dersimi almýþ, aczimi bilmiþ iken
Tende bir baþka bendim; secdelere geciken!
Ya zakkumdu ya diken heybemde hep biriken
Dökme imkâný varken, ardýmdan sürükledim
Saçýma kar yaðarken, gaypten ikaz bekledim
Ne zaman darda kalýp ihsana açsam avcu
Ne sebat edebildim ne de aslýma rücû
Dalalet dem aldýkça kayboldu ipin ucu
Yanlýþ çýkan sonucu doðrulara denkledim
Asra yükleyip suçu, cürme cevaz bekledim
Gün gelip göz kapanýp soðuduðunda bu ten
Þaþýlmaz, hicâbýndan kararsa beyaz kefen
Tükürün suratýma, çekinmeyin; çünkü ben
Hakk’a taat þiarken ters yönde emekledim
Cüz’î irade varken, nefse infaz bekledim...
Mecit Aktürk