Göðsümdeki yangýn zamanla söndü kendi kendine parmak uçlarýmdaki izi var sadece, bana kalan belli belirsiz bir hayal gibi dumanlý sararmýþ, eski siyah beyaz fotoðrafýn hatýrlattýðý titreyen sokak lambasýnýn yanýnda durup önce nefesimdeki þebnemleri, gözümdeki nemleri toplayarak genzimi yakan gecenin karanlýðýna kaçan belli belirsiz bir hayal gibi dumanlý sararmýþ, eski siyah beyaz fotoðrafýn hatýrlattýðý…
Bugün tunçtan bir heykel kadar sensizim karþýmda duran insanlarýn çoðu da yabancý küçük odamýn penceresinden dalýp giderken ayýn tutulmasýný, yýldýzlarýn kaymasýný gördüm üç boyutlu çizgilerle aynadaki aksimde kan revan içinde dudaklarýma süzülen bir tat oldu aðzýmda damla damla, zehirden acý küçük odamýn penceresinden dalýp giderken ayýn tutulmasýný, yýldýzlarýn kaymasýný gördüm…
Yýllar sonra geldim diyorsun bu temmuz akþamýnda derinde kalan, deruni deðil ve unutulan yüzünle hiç umulmadýk bir yerde, uçuþurken saçlarýn yýllar sonra geldim diyorsun bu temmuz akþamýnda biliyorsun anlamý yok artýk kimseye o þarkýnýn devran eski devran deðil, çok da su geçti köprülerden kývrým kývrým uzanan deðiþik yönlere giden yollardan sonra hiç umulmadýk bir yerde, uçuþurken saçlarýn yýllar sonra geldim diyorsun bu temmuz akþamýnda
Göðsümdeki yangýn zamanla söndü kendi kendine bugün tunçtan bir heykel kadar sensizim yýllar sonra geldim diyorsun bu temmuz akþamýnda
Ahmet Selim GÜL
Sosyal Medyada Paylaşın:
ahmet selim Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.