O KENT
Ben o yýkýlan kent’ten geliyorum
o son taþýna kadar yýktýðým lanetli kent’ten
gözlerimde tekinsiz karanlýklarýn kurþun sesini
yüreðimde nefret dolu bir akrebin aðusunu taþýyorum
yýkýk bir kervansarayýn kuyusunda kendimi gördüðümde
ben mi aðlýyordum yaðmur mu yaðýyordu bilmiyorum
babam bir emirin kavminden kovduðu son biliciydi
bana taþlarý ve sularý okumasýný o öðretmiþti
ve duvarlara kimsenin görmediði resimler çizmeyi
bütün kenti beni biraz olsun sevdiðini düþünerek
senin görünmez resimlerinle süslemiþtim
bir gün kente baþka bir bilici geldi
yusuf suretindeydi ve suyosunu rengiydi gözleri
sana duvarlara çizdiðim resimlerinden vurulmuþ
ayak izlerimden giderek seni bulmuþtu
onunla gittiðine göre belli ki beni sevmemiþsin
bende sevdiðin, sana olan sevgimdi belki
biliciyle giderken arkana baktýn mý bilmiyorum
ardýnda býraktýðýn ben artýk sevgisiz kahhar ve laindim
iþte o zaman bütün kenti ve resimlerini yok ettim
þimdi tek taþý olmayan bir çölde dilsiz bir bedeviyim
kumlara rüzgarýn hemen sildiði leyla resimleri çiziyorum
Sosyal Medyada Paylaşın:
Gönül Duranoğlu Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.