Aðaç bir insan gördü
Hiçbir göz büyütmedi onu gölgesinde
Bir insan dikmiþti hayatýn orta yerine,
Sadece o biliyordu
Gövdesi delik deþik minnacýk aðacý
Aðaç kurþunlandý, yumruk yedi, býçaklandý
Aðaç konuþmadý,
Sustu, sustu yine sustu...
On yaþýnda gölgesizdi
Kimse bakmazdý yapraklarýndaki aþka
O diken çocuktan baþka
Aðaç büyüdü çocuðun gözlerinde
Çocuk büyüdü tüm hücreleriyle
Çocuk devrim ninnileri söyledi aðaca
Aðaç yaþam senfonisi sundu rüzgarla
Çocuk hapse düþtü on dokuzunda
Her yan duvar, her yan demir
Bir ranza ve bir tabak ölüm vardý yanýbaþýnda
Çocuk mahpusu sakladý vücudunda
Elleri kanadý, gözleri yandý, bir kalem verildi
Savaþ nasýrlý ellerine
Karþýlýðýnda ölüm sunulacaktý gözlere
Aðaç habersiz baþýboþ salýndý zamanda
Aðacý kestiler bir gün on dokuzunda
Çocuk dar’a gitti bir sabah
Karþýsýnda yaðlý urgan ve ýslak mý ýslak tahta
Çocuk sallandý, haykýramadý
Gözlerinde büyüyen aðaç çocuðun canýný aldý
Hem de habersiz ve sessiz
Aðaç ve çocuk daldý sonsuzluk uykusuna
her ikisi de kimsesiz