CEBBER OĞLU MEHEMMED
kaman civarýna bahar gelince yýkýlýr ovadan apdal çadýrlarý
yücesinde pare pare duman tutmuþ
düdüldað’ýn yaylasýnda mekan kurulur
hoþ gelmiþsin evvel bahar
nisan ayý içinde donanýr daðlar
donanýr yeþilinden alýndan
istasyon deresi kabarmýþtýr
hacýdað’ýn selinden
daðlar sýra sýradýr eylim eylim
daðlar uzanýr bir uçtan bir uca
daðlar birbirinden yüce
yamaçlarýnda kireç yakýlýr
bir ömür boyunca kahrý çekilir
kimse anlamamýþ sýrrýný hikmetini
bu bereket nereden gelir
baþýnýzdan duman eksilmesin gavurdaðlarý
siz hikayet eylediniz bana
bahçe kazasýnýn kaman köyünden
cebbar oðlu mehemmed’in hikayesini
yýllarýn yücesinden þöyle bir seyran edelim
bir avuç topraðýma çöreklenmek için
yürümüþ selamsýz sabahsýz
destursuz girmiþ memleketime
yedi çeþit frenk askeri
uðursuz bir hava çökmüþ
üstüne memleketimin
uðursuz ve karanlýk
çocuklar gülmemiþ artýk
sessiz sessiz aðlamýþ analar
oduna giderken vurulmuþ
ve yahut harman yerinde
avuçlarý buðday kokan delikanlýlar
ve nice gavurdaðý kýzlarýnýn
birer birer ýrzýna geçilmiþ
yalvarmýþ ihtiyarlar allah’a
- rivayet þöyledir kim -
dumanlý bir güz akþamý
þu mor daðlar efendim
destur demiþ de yürümüþ
silkinip kalkmýþ ayaða
gel haberi öteden verelim
çýkmýþ daðlara kendiliðinden
cebbar oðlu mehemmed
fransýz’a silah çekmiþ
hür yaþamak uðruna
ýrz uðruna namus uðruna
ana için baba ve kardeþ için
þu mübarek topraklar
þu mübarek vatan için
derken efendim
bir gün kaman’dan öte
uðrun uðrun haber ulaþmýþ
urfa’nýn antep’in köylerine
gözü kanlý maraþ beylerine
cebbar oðlu mehemmed
burcu burcu çam kokan bir yaz akþamý
omuz vermiþ bir aðaç gölgesine
usul usul türkü söylüyor
- hasret kuþun kanadýnda
deli kuþlar uçun gayrý
yazýmýz böyle yazýlmýþ
bu diyardan göçün gayrý -
kirveleri durdu ve süleyman
on sekiz adým gerisinde
þahin gibi tünemiþler kayalarýn üstüne
avuçlarý sýcak bakýþlarý ok gibi
deliyor her dokunduðu yeri
biri doðuya bakýyor diðeri batýya
iptida durdu görüyor geleni
yel midir toz mudur anlamýyor
lakin býyýklarý terlemeden
çeteci olan garip ökkeþ
çok geçmeden getiriyor haberi
tabur tabur üstümüze varýyor
düþman yola çýktý savranlý’dan
hemen mevzie sokuldu mehemmed
yanýbaþýnda durdu ve gerisinde süleyman
çeteler yer tutup pusu kurdular
kanlý geçit boyuna
düþman yanaþýrken kaman köyüne
bekletmeden yaylým ateþi açýldý
mermi kurþun yaðmur gibi saçýldý
ilk seferinde on beþ kiþi vurdular
ve bir hayli düþman kýrdýlar
yamaçlarda koptu kýzýlca kýyamet
cesaretlerine söz yoktu ama
neyleyip nitsinler düþman daha çoktu
düþtü birer birer bütün yiðitler
gürültüler boðazda sustu nihayet
demek diz üstü düþmüþ mehemmed
kirvesi durdu’nun yanýbaþýna
kanlar akar yarasýndan
al al olmuþ çevresinden
köpük köpük gözlerini doldurur
bir baþýna mehemmed yedi düþman öldürür
mavzerinin namlusu hala sýcak
tutulmaz
ölümün derdi büyük yiðenim
çare bulunmaz
ayný akþam doðurmuþ karýsý döne
mavi gözlü bir çocuk sarýþýn
bir avuç toprak sarmýþlar altýna
ve kemal koymuþlar adýný
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.