Kırlara Veda
Gözyaþlarýnýn gücü vardý eskiden
ýrmak yüklü adamlardýr, tuz katarlarýnýn ardýnca giden
gölgemizde damlalarýn býraktýðý izlerden
açýlýrdý hayal, tuzun sudan bukaðýsý çözülürken
Utanýr arýnýrdýk þehirde fazla kalmak suçundan,
akýl danýþýrdýk yaðmura, nasýl döneriz
evlerimize doðru yollarýndan,
nasýl fener yapýp kemiklerimizden, tütsüleriz
gecenin mor arýlarýný çýkýnca kovanýndan.
Çoraksa gece, saçlarda yýldýz, gözlerde yine yaðmur,
sarý bir zaman dilimi gibi fenerler
(mum yanar, yað dolanýr, mumyalar topraðý çamur)
kandaki yaralar gibi gülün aðrýttýðý dikenler,
ardýmýzdaki yoksul ve yerli bir söylenti...
Böyle yürürdük ateþli ekinler gibi menzilsiz,
Yoktu buðdaya un olmaktan ötesi
bulgur çeken kadýnlardan doðduk ya biz;
güneþi taþta sarmalayan o kýrýntý bilgeleri,
aya bakan sundurmalarda çatlak topuklu annelerimiz,
sýcak baðýmsýz, güleç mýsýrýmýz, dindar soðan tilmizleri;
topuklar, ah o topuklar ve kerpici terk ediþimiz.
Kýzýl toprak ve iri saman, yani Allah’ýn harcý
gözyaþlarýnýn gücüyle eskiden
serin eviçlerine sarý bir mahremlik sunardý,
yaðmur bir dua gibi geçerdi pencerelerden,
yetim insan topraðýn vicdanýyla doyardý.
Demem o ki, gözyaþlarýnýn gücü vardý eskiden.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.