BAHÂNEDİR
gönlümün sultanýsýn; eþin yok, benzerin, yok,
sende tecelli etmiþ; tasvir de dehâ nedir.
musavvir olan mevlâ öyle övmüþ, yaratmýþ,
gözlerin bir içim su, bakýþýn þahâne’dir.
yüreðinde ki taht’a bir an kurulmuþ olsa,
unutur sultanlýðý; tac ve taht þâha nedir!
güneþ doðmuþ sanýrým; yüzüne baktýðým da,
beni meftûn eyleyen, yâr! hilal kaþa; nedir?
sekerât-ý aþk’tayým; her bâde’m de sen varsýn,
caným yoluna türâb, kalbim’se kaþâne’dir.
dünyada, her nesneye bir pahâ biçilir de,
aþk’ýn diyeti var mý, bilemem; bahâ nedir?
bir naz makâmýndasýn, nâçar düþtüm elinde,
hüznüme teveccüh yok, ne yapsam bahâne’dir.
yüreðim özleminle bülbül gibi fîgan da,
bütün servetim sevgim, isteðin daha nedir?
âh! yûsuf’un mekâný; þu kader açmazýnda
sâkisi efkâr sunan bir garip meyhâne’dir…
Tecelli: belirme,görünme.
Tasvir: figür, sûret, resim.
Dehâ: zekiliðin son noktasý
Musavvir: tasvir eden, þekillendiren.
Meftun: gönül vermiþ, tutkun, vurgun.
Sekerât-ý aþk: aþk sarhoþluðu.
Bâde: içki, þarap.
Türâb: toprak
Kaþâne: köþk, âþiyan, mükemmel ev.
Diyet: bahâ, karþýlýk, kan bedeli.
Nâçar: çâresiz, zorda kalmýþ.
Teveccüh: yakýnlýk duyma, yönelme.
Fîgan: ýstýrap ile inleme.
Sâki: su veren, kadeh sunan.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.