...
Uzun bir yoldan geliyordum
Yorgun mevsimleri ardýmda býrakarak
Ve üzerimde mavisi solmuþ bir yaðmurlukla
Omzumda boþ bir sýrt çantasý
Ve yaþanmamýþ aþklarýn yalnýzlýðý
Diz boyu aðrý bacaklarýmda
Islaktý eski botlarým ve ayaklarým hep üþürdü
Bir öðrenemedim su birikintilerine basmadan yürümeyi
Oysa annem onca tembih ederdi
Ama nerde nem var
Beni çekerdi
Yüzünde kahkahalar deðil de
Çocuklar koþturan bir adamý arýyordum
Ve gözlerinde kadýnlar yüzdürenden ziyade
Gözyaþýyla kadýnýný giydiren
Sanki çölde kalmýþ bir bedevi gibi
Rahmet yaðmuru diliyordum
Üstelik
Denizi burnumu aþan bir þehirde
Biliyordum tuzun rengi her suda ayný deðildi
Bir gece rüyama girdi
O adam
Aðlýyordu/m
Ertesi gün bir þiire resmini çizdim
Siyah saçlarýnda kar taneleri
Artýk yüzündeki kýrýþýklarda koþuyordum
Ve dudaklarýndan içiyordum þiirleri
Üzerimde tarlatanlý tül elbisem
Tutup eteklerimden
Bir göðün merdivenlerinde buluyordum kendimi
Omzumda eli
Bazen de baðlayýp gözlerini içimdeki küçük kýzýn
Disneyland’ýn ortasýna býrakýyordu
Ellerini kavuþturup göðsüne
Gülümsüyordu
/Babam ölmüþtü
Ermiþ deðildi/
Her neyse
Kandýramazdým kendimi
O n u seviyordum
Kim miydi o adam?
Adý herhangi bir isimdi fakat göbek adý Cibran!
Ama ben ölüyordum
Salanýn ne anlama geldiðini bilmeyen mutlu bir bebek gibi
Her þey bir aný olarak kalacaktý
Dijital bir resmin hiç çekilmeyen *fotoðraf yüzünde…
de_soulmate
ikibinonbir