nedense her vapur geçtiðinde boðazdan
aklýma gelirsin usul usul yeniden
sadrazamýn boðdurduðu bir suçlu gibi utanýrým o an
yine seni düþünüp, mutluluðu düþlemekten
güneþ gibi erdemli bir batýþ dokunur omzuma
bozuk paralarýyla simit alan deri ceketli kadýnýn
tüm hüzünleri tutunur gözlerimin beyazýna
aklýma geldiðin gibi gitme zamanýný çalar aþk
okunmamýþ ünlü bir þairin þiirleri kadar üzgün
ve bir o kadar da aðýrdan söyler hasret tellalý
’mana vermeye gelmez böylesine acý çekmek’
birikir sonbaharlarýn yaþanmýþ hüznü ellerimde
ellerimde denizi saran bir ten kokar tarifsiz
armaðaný daðýnýk saçlarýn; avutmaz koca Ýstanbul
insanlar yabancýdýr, insanlar daha bir uzak kalýr
þirin iki gamze takýnýr dilinden arda kalmýþ nefesine
birkaç denemeden sonra göðü griye boyar
halime unutmalar düþmüþ saaadet masallarýn
bir sancý çekemez kahrýný tepesinin yedini birden
bana senden kalan birkaç þiir olur sevgin
kýyameti kopartacak çelimsiz aþk inleyiþlerinde
nedense her vapur geçtiðinden boðazdan
daha bir aþk ile baðlanýrým sana derinden
azat olmak birkaç dakika sonrasýdýr limandan
bir umut daha ayrýlýr yüreðimin rahminden