sen beni çok önceden bilirsin ergenliðime düþen ilk diþi çið de deðildin hani hesabýný edemediðim haytalýðýmla kýrýk dökük býraktýðým makus bir ironi de kalabilirdin ya da ben sana çenesi düþük bir geveze delikan sen beni ben de seni hatýrlamamak üzere unutabilirdin
pera’dan geçen melon þapkalý amcalarýmýz vardý biz istiklâl bildiðmiz kalabalýk hengâmeli kalyonda yanyana kortej kalýp omuzumuza cadde-i kebirin son fasýlýyla ürkütülen aþk kuþlarý konardý sen en taze sabah kokusuyla gelirdin ve ben sana bakardým tüllenerek sanki sýraselviler ilk numarasýndan bilbordlarýný yakardý
tütüne bandýðým çiðerimden ilk dumaný sürerek düþlerdim seni sonrasýnda adý yoktu o zamanlar gözlerimde ki altýn kadeh güllerinin ki uykusuz bahçevan yorgunluðumla her gece bir çiçekçi dükkâný alýrdým sana tüm sokaklarý olduðun yere çýkardý istanbul’un sayýsýz adreslerle sokulurdum yanýna
ucuna ateþ verilen hayat hikâyemizle zamaný iplere çekiyorsak bugünlerde tüm masumuyete çaresizliði sebep göstererek kirlettik dilimizde zehir zembelek vaveylalarla bana mýsýn demeden aþk’ý en hassas yerinden incittik
tutkumuz adýný deðiþince bile bile yazdýk kendimizi cesaret ve korkunun tarihine böyle iyi oldu diyelim ya da kötü býrak herþey daðýnýk kalsýn adý ikimize münhasýr anonim bir yara daha kanasýn bir bedele bin defa daha berdel’im ’gönül aðrým’ herþeye raðmen iyi ki varsýn
Faruk Civelek Sosyal Medyada Paylaşın:
Kızıl Gazel Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.