ve an sessizliðin zafer mitingi
artýk susabiliyorsun
yürüdükçe yollar senin
ýssýz çöller bahanen þiirlerde
arka sokaðýnda zamanýn raksý
boks peþinde birkaç zýpkýn anadolu evladý
söz verilmiþ soysuzluk yataðýna davetli
sabýrla dökülüyor mevsim sonbahar
aðrýlarýný katýyorsun yalnýzlýk secdelerine
ne göðsünde iri bir ejderha var
ne de bayýlmak için düþük bir tansiyon
sadece vakit diyor ki ’tamam’
hesap ödeniyor menzilinde
tüm aþklar mansiyon
daha gidilip görülecek çok yer varken...
mesela yüreðinden birkaç asýr öncesine dönüp
tozlanmýþ posta kutusunu açmadan
numarasý üzerinde örümce aðlarý
ömrünce seni, senden habersiz sýzlatan
aþtan büyümüþ bir kale var
aðrýlarýn
sancýlarýn
yalnýzlýklarýn
belki de ’mutlu olmayan aþklara’ isyanlarýn
eylül -zizimiza- nefesli bir melek kucaðýnda
öpüþürken
daha anlamsýz kalýrken
parmaklarýn avuçlarýnda
bir söylenti buluyorsun karanlýklar ardýnca
visal yok, misal yok, her yok da bir ...
içinde doðacak süslü bir hayal
bilge beyazlýðýn dahi nefeslerinde aþka tok
beethoven kadar doðal ayak izlerin
bitpazarýnda satýlmaya razý olacak kadar da
aptal düþlerin
saçlarýn emziriyor mendillerini titrek ellerinle
ateþlerin ring
altý üstü birkaç zaman daha
’belki de kime kýsmet neyi sevmek’ dercesine
ölümün king
ruhunun akýl almaz duygu baðýþlarýnda
daha ölecek zaman varken bir otobüs duraðýnda...
keyfine dair dilinin ucunda bembeyaz bir fotoðraf
’yaralý þairlerin mabedi’ merkezde bir otel
istasyonda hitler’den büyük yaþlý kamelya
ölünün karný kadar þiþkin nefesinle
kurtulmak istiyorsun tüm saçmalýklardan
en yüksek tepeden býrakýp kendini
yaþamak için bir daha asla sevmemek
adý genelde ’ölümde’ olsa
her zaman gitmek
sen kendine
þimdilik iyi de bakmýyorsun aynalarda
giriþinde artýk kayan bir halý da yok
mevsim tespihin tanesi adým adým
hep sürgün aðlayýþlarýn
yalan da atabiliyorsun çok rahat
’aðlamýyorum’
sonra yine kendine buyruk
kaldýðýn yerden hayata tutunup
aynalarýn tarifsiz kederlerinde
unutulmuþ bir lisan buluyorsun
sevmeyi istemek kadar güzeldir sus’’a’’mak
ne kentler yýkýlmýþ da tarih de
sen hala yýkýlmam zannediyorsun
’iyi güzel hoþ’ aldatýyorsun da
aldandýðýný unutuyorsun
kapýn kapalý
bir dizin de damarýn týkalý
yüreðinde ayný soytarý kýlýklý
’yeminle’
kendini öldürmeyi
farklý kýlýyorsun ’sevmekten’
bu da aþkýn modern bir yalaný
baþkasý bilmiyor belki
akdeniz de suçsuz
en az marmara kadar
ama ben seni iyi biliyorum
istediðin kadar öldür kendini
bir örneðin aynalarda benimle
gözlerime bakýp
saplýyor hançerini
otobüs de bugün yine geç kaldý
karþýya geçip aðlamam bir asýr alýr
merhaba sarý saçlý güzel çingene
beni hatýrladýn mý?