Sen, çocukluðunda kaç kapýnýn ziline basýp kaçabildin? Kaç aðaçtan elma çalabildin? Kaçarken, kaç defa çaldýklarýný yere atýp, korkularýný saçabildin?
Sen, düðün arabasýndan sana uzatýlan beyaz bir zarfýn içinden çýkan bahþiþle kaç defa evine ekmek götürdün!
Sen, kaç kere hayal kurdun? kaç deniz kýzý girdi düþlerine? kaç kere aldattý seni bir yunus balýðýyla ve kaç defa okyanusun ortasýnda yalnýz kaldýn? Kaç kere gökyüzündeki yýldýzlarý annen sandýn!...
Sen; sana kalan devren satýlýk bir umut ve ikinci el bir yalanla, piyasasý olmayan aþklarýn pazarlýðýný kurduðunda benim bedenim çoktan satýlmýþtý pazarlarda!...
Bir tek ruhum yaralý kurtuldu bu savaþtan ne azrail satabildi umutlarýmý, ne de bir cellat satýn alabildi aþklarýmý...
Bulutlara yük olduðum simsiyah bir akþam ilk kez öðrenmiþtim aðlamayý Çünkü ben, sevmeyi babamdan öðrendim.
Ýçinde merhametin boðulduðu deniz, sevgilerin kül olduðu bir yangýnda, belki yar, belki de yýlana sarýlacak kadar kördü gözlerim. Terk ettin! ama hala seni özlerim...
Hadi söyle; tavana asýlý hükümsüz bir ip, beraat ettirir mi beni bu sevgiden! yoksa sen mi kurtulmalýydýn kahrýndan, bir ipin boynundaki, ya da olmayan sevgilerin koynundaki, terk edilmiþ aþklarýn müebbetinden
Eðer seni nasýl sevdiðimi bir görseydin, inan kendine aþýk olurdun.
Sana bu þiiri gözlerimle yazdým. Cesaretin varsa, ellerinle oku! Sosyal Medyada Paylaşın:
korkmaz bıçkın Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.