’Bir yaným Mersin, bir yaným Konya Yýkýlasýn dünya, beni yordun ya...’ (*)
* * *
Kalp iki parça, zaman iki parça: Gidiþinden önce ve gittikten sonra...
Sahipsiz kaldý umutlarým, bedenim kavruldu yokluðunda. Daha girmeden topraða, baþladý kabir azabým ki ben bu koskoca dünyaya gömüldüm aslýnda!
Aþktan kaçtým, aþka yakalandým sonunda yandým, yanýldým ama dost omuzlarýn yoktu aðlayacaðým. Bir kara toprak, bir soðuk taþ derman olur mu hiç, olmadý da!
Nice mektuplar yazdým sana, aðýtlara ses oldu nefesim. Adým deðiþti dost dilinde, yalnýzlýk oldu. kime dönsem karardý yüzüm kime sarýlsam hiç kaldým!
Aþktan kaçtým, aþk beni buldu en sonunda. Mutlandým, umutlandým ama dost nefesin yoktu anlatacaðým sana verdiðim sarý çiçekler de solmuþtu üstelik, yenisini almadým!
Ne þarkýlar dinledim ah, duymadýn! Bilmedin içimin titreye titreye ölmelerini... Ben ölmek nedir bilmedim, kabul etmedim oysa geldi, seni ve beni buldu ölüm.
Dostane akþamlar yok artýk, söylenen bütün þarkýlar yitik gitarýn kýrýk, sesim buruk...
Hani son bir þarký vardý, sanki sana aðýt bana dert... Dinledim, dinledim durdum... Pusluydu günüm, pustum. Sancýlýydý içim, kustum.