Kartvizitin hazýr hanýmefendi
Sevdiðinin modasý çoktan geçti.
Çok sevdiðinden belli,
Çok sesli bir deli,
O adam ben de bir deli, bir deli gibi bende ki o hali!
Geleceðim dedi.
Belki de bu gece yeniden ikinci özrüme,
Bekliyor olacaðým buluþmak istediðin o vakitte,
Çok sevdiðin halde seni kýran o adam bunlarý dedi.
Çýkmaz sokaklardan kaybolup varýnca bir mezarlýða
Susmak içindi, teninle kavgalarda seviþmek isteði.
Bütün elbiselerinden soyunup en beyazlýðýn da
Bitmemiþ þarkýlarý tüttürecekti kaldýrým taþlarýnda.
Deniz kokusu rüzgârla seviþirken dörtnala el ele
Pantolonun kuþaðý olacaktý ellerinde lisansýz kederi.
Kýrýlacak özlemine ait masum yorgunluðunda ayný besteyi
Bir tende iki sokak açýlmýþ zehirli geçmiþine banarken,
Son bir papatyayý daha koparýp pembe dudaklarýndan
Ýçmesi haram olacak bir þerbeti kefaretine getirecekti.
Çok sevdiðinden belliydi,
Sustu bir ara,
Yüreðin onu daha çok sevdi.
Sana hiç tatmadýðýn hediyeni getirmiþken,
Aylardan Ekim;
Belki de Þubat’ýn on ikisi!
Üþüyeceksin dedi deniz aþýmý kendi bilgeliðinde,
Mösyö bilmem kimin beslemesi.
Koynunu açýverdi hýrçýn bir dalgada,
Sihirlendi hiç umulmadýk bir anda martý sesleri.
Týnýsý tanýdýk bir aþk çalarken gitarýn telleri
Birkaç adým sonra intiharýna kanýttý tek bestesi.
Vurdunuz uzun soluklu masallarda kadehleri
Uzun vurdumduymazlýklar kentinde açýldý rengi.
Yine ayný nedensizlik oldu sende ki elemi,
Çiçeklerden hiç de anlamazdý beyni.
Bir zaman mimoza getirdi,
Diðer zaman anlamsýz kýr çiçekleri.
Evlenmek deðildi maksadý,
Sadece gönül eðlendirdi.
Hep ayný masala göç etti,
Ayrýlýklar arda kalan tek sebepti.
Dizinin titremesinde boþalan,
Sivrisineðin esrikliðinde,
Sana son bir þiir daha besteledi.
Eline aldý gitarý;
Birkaç öksürük,
Biraz kömür dumaný,
Azýcýk nikotin,
Kulaðýnda výzýr výzýr sesleri,
Karbon aþýsýnda,
Zifir tadýnda son þiiri:
’Uzaktan sevmek olacak adý, uzaktan ve kanatarak
Yakarken acý bir tütünü ellerim titrek serçe gibi
Issýz kentler boþaltacaðým ucu yýrtýk yüreðini
Duvarlarýný boyanacak pencere kenarýndan
Gün ýþýðýna birkaç adým sonra dilenirken hep tutsak
Susturacaðým günahkâr ellerimle yüreðinin derdini
Daha büyüyeceksin yarým kalýþlarýnýn ardýndan
Dua eder gibi bulutlar daðýlacak gözlerinin yuvasýndan
Umutlarý süzerken yüreðimin sebilinden sevgini’
Bir þarký daha söyleyeceðim dedi,
Sen çoktan uyumuþtun dizlerinde.
Sesi kadar kötü çaldýðý gitarý koydu yanýna,
Son bir sigara kalmýþtý kahve falýnda,
Bakmaya kýyamadý tükettiði aþkýnda.
Gitmesini istemiyordun,
Üþüyordu tenin, her yerin.
Dikleþti iki kumru misali göðsün,
Sivrildi dilinden yolcu umutlarýn,
Son duraða varýrcasýna ayaktaydý deli.
Bir pencere daha açtý,
Vantilatör dünden özürlüydü.
Sivrisinekçe ýsýrdý tenini,
Sevdiði çok belliydi,
Azýcýk pembelerin mora dönüverdi.
’Ah!’ dedi fýsýldar gibi irkiliþin,
Kimliksiz bir acýya direndi dudaklarý,
Aradýðýný bulmamýþ bir zevkti öpüþleri.
Dudaðýnda birikti bir günah þiiri,
Açtýðý pencereye yönelip,
Hepsini sokaðýna devretti.
Kartvizitini koyup abajur kenarýna,
Giydi güneþlik elbisesini.
Uyuyordun soyunuk,
Uyuyordun upuzun,
Uyuyordun...
Gözlerini açtýðýnda gitmiþti çoktan.
Aþklar çoktan kirlenip,
Kapýlar ince sazlarda çekilip,
Aðlayýþlar sana emanet edilmiþti.
Sen kadýndýn,
Bu hikâyeyi çok sevdiðinden
Çok defa okumayý sevdin.
Bir sigarada sen yakýverdin ardýndan,
Þarkýn çalýyordu kýrýk dökük gençliðinden.
Ne bir daha arayan oldu gidenlerden,
Ne de çýðlýðýný sevgisiyle susturuveren…