SONSUZ SUSUŞ
Sustum, sevginin acı nefreti türerken yaşlı bir adada
Ve mevsimler kayarken ankanın kanatlarından
Azar azar düşerken taze çiçekler yüreğimden,
Sustum, lal olmuş gibi senin şerbetinden.
Belki Dünyevi bir iksirdi istediğim ellerinden
Belki içimdeki Yusuf’u boğarken kıskançtım,
Ve ben belki de İbrahim’dim ağlarken kırmızı bir itikatla,
BEKLE !
ölüm korkusunu uzatacak avucuna Azrail
Bekle !
Sesini boyayan tiz feryadımda esir kalmışken ben,
Aks eden meçhul gölgende bir asilik doğdu,
Senin saltanatında Acı nöbetler geçirirken ben
Azap ordusu hizmetinde bir ölü baş son buldu.
SONSUZ SUSUŞ
Secdeye değmeyen dik kafamdı Kızıldeniz’de gezinen.
Ve bir gladyatör kaderiydi aşkım senin devletinde,
Sen genç Osmanları biçerken nefretinle,
Ben acemi oğlanlar kışlasındaydım, kumdan bir kalede
SONSUZ SUSUŞ
Gözlerinde doğan afitap karanlıktı, Batarken yastık altındaki umutlarım
Sen kahır dolu bir tahtta hükmetmektesin sinelere,
Ne yazık! Yeni bir harp başlattın toy erlerin nefsinde,
Yazık!
Cenneti dolduran âdemler biçare kalmış isteklerinde,
Seni dilenir olmuş dünyalıklar huri yerine.
ARTIK,
Ben küllenen bedenimle esirinim,
Sen baharın güllerine heves ederken, kalmadı o dev sevdamdan bir nüve
Umutlarım kibirle putlarını dikti,
Sen ecelik peşindeyken,
Ben akıncı eseflerimle seferdeyim,
Kabrimi eşeleyen bedenimde, zebani ayrılıklar doğuran ateşsin.
SEN SEN SEN
Nereye baksam kıblemsin…
KEFaret
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.