özgürlüðe tutuþtur hasretleri
bir vakit gelir de gidersen sahiden
sokak sokak daðýt afiþlerde beni.
figan eyleme gözlerinle
gözlerinle kanatma her kaldýrýmý
yeter ki gelmek için söz ver yine
beklerim seni yaðmurlu bir Ýstanbul gününde.
ardýndan ne günahlar iþlerim,
aþksýz bu þehirde ne isyanlar ederim, bilirsin.
mahrum edilmiþ sabinin kýrýk kanadýyla
havva iliklenirken bulutlara simsiyah
nadan bir sýzlanýþ duyarým eski sözlerden.
gitmene ait olur her isyan
gitmelerde ellerin titretir yüreðimi
neden aðladýðýný dahi bilemeden
gözlerim kanatýr sensizliðimi.
bir kabir büyür artan tutkusunda vuslatýn
adýna nice aðýtlar yakarým þehir þehir
duyulur yedi katta senin için yakarýþlarým.
sonra sesime bir gam düþer, sesime yüreðin
gözlerinin alaca susuþlarýna banar güneþ
tenini sarar uðultularýmda ürpermelerin
yollar aþýnýr rüzgar nefesli gidiþlerinde
bir yokuþ sürer ardýn sýra günler
deniz yorulur, alýnýr, susar dilbaz bülbüller.
yolun sonunda hiçbir þey ummaz artýk
umulmadýk beyhudelere takalýr sözlerin.
kimsenin bilmediði bir sevgili oluverirsin
zaman sükuta tövbe etmeye adres deðiþtirir
kimliksiz bir acýda gölgeler kirlenir.
sonra yine ses verirsin uzak bir þehirden
duyunca kanatýrsýn dört bir yanýný yeniden.
korkunu dindirecek göklere büyütür hasretleri
bir gün öncesine ait yaðmur olur cehennem.
özgürlüðe tutuþur, mahkum olur seviþlerin
çok uzak olmasa da artýk geri dönmeyiþlerin
alýmlý kýrmýzýsýný yýrtar sema, biter hasretin
yaþlarýn düþer gözlerimden simsiyah, hazin hazin.
ve o gün gelir de gidersen gerçekten ansýzýn
ölüm adresi olmayan bir martý çýðlýðý oluverir
unutulur sözler, yakýlýr bana ait gülüþlerin.
tüm büyük sözler gibi yutulur vefasýnda aþk;
böylece tükenir þiirlerim...