temmuz aşıran
yoktun yokluðuna aðlayan yolda
kirpiklerimi yoldum
yýkýk bir köprünün üstünde
uykulu ve yorgun
ölü þehirler geçiyordum
bu ufuk çizgisinde bu þafak
hastane odasýnda küs
kara derililerin haliyiz biz
çocuklar temmuz aþýran
çocuklar cýrcýr böcekleri kadar arsýz
dokunsan þuracýkta ölür
dokunmasan üstüne yýkýlacak
kaç kainat daha var sevgilim
susta lila duran rengi yaz
duvara sarýlý ýþýðý silmeden
bulutlar dönüyor baþýmýzda
gülden korkuyorum artýk bu þehirde
kim gider kim kalýr nasip
kýrk kilitli kapýnýn önünde durup
aþk ile baksýnlar yüzümüze
salýncaklar kurdum
yüzünün arka bahçesine ey yar
üzengisiz atlara binip gitti
gülüþüne hayran rüzgarlar
þimdi beni kim sallar
yarýný sana veren el olsam
bu günü tarumar eden yine ben
sahrada fil mezarlýðý gönül
yaðmur ormanlarýnda çatlayan dudak
su uyuyor yüzünde güne inat
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.