süt diþlerimiz ile çiðnerken biz aþký
yüzümüz secde ediyordu yarýnlar için
karpuz suyu akýyordu þehvetli sözcüklerden
þarkýlar aheste rüzgarýnda seslerimizin
boþ bir sandalye arýyordu gözlerimiz
aþkýmýzý oturtup, yormamak adýna
aðlayýþlarýmýzýn tövbesiydi avuçlarýmýzda topladýklarýmýz
içi sýra son kullanma tarihi geçmiþ
sirke kadar bayaðý oluyordu ellerimiz
kirletiyordu her deðiþinde aþký
susuyorduk
çoðu zaman da konuþuyorduk susayýþlarýmýzda
buzullar altýnda erirken tenlerimiz
akýyordu her nefesinde hatýralarda kalma
birkaç resimlik sevgimiz
kýyýsýna varýlmamýþ sarýlmalarýn avuntusuydu mektuplarýmýz
sesinde sevgim vardý
sesimde sevgin
ihtiyar amcanýn bahçesine kaçardý topumuz
ve sönerdi her defasýnda havamýz
bir býçak darbesi gibi yýrtýlýrdý
ümitle beklediðimiz
mutlu yarýnlarýmýz
baharýn yeþil cennetiydi birbirimize yorgun susayýþlarýmýz
zemheri olur da
yakar diye baðrýný yalancý güneþler
kýþ yaþatmamak adýna sana
sýmsýcak sevgiydi
korkularýnýn olduðu
tablo gizeminde saklanan çocuklarýmýz
hiç olmayacak umuttu þiirlerimizin ardý sýra hep üç noktalarýmýz
...