hiçliğimi vaftizlemişken bir papaz af kağıdı almıyorum geçmişten gordion
hiçliğimi vaftizlemişken bir papaz af kağıdı almıyorum geçmişten
seviyorum seni yâr Haliç gibi sana akýyorum uçurumun kenarýnda bir solukluk yerde hicrana inat þehr-i Ýstanbul’un deliverenlerine tutunuyorum sýmsýký sarýlýyorum coðrafyama vizesiz giren dikenlerine aþk nedense daha güzel þehr-i istanbulda rengarenk gökkuþaðý hüsnüyusufta papatya gelincikte senin Yusuf güzelliðinle temaþa ediyor gözlerim(n) gece kara peçesiyle boðarken Boðaz’ý gümüþ pullar gülümsüyor maviliðinde seni seviyorum ve seviliyorum cancaðýzým Marmara’nýn eteðinde göz bebeklerimin nikahýný kýydý besbelli kýsýr döngü içimdeki nazlý kýz çocuðu gelin oldu maviliðine hicrana sürgün martý göðü kuran mühendise medd-ü senada tuzlu sularým o kadar ýslatmýyor kirpiklerimi.. gözümün alabildiði her yerde bir ’sen’var bir an gecenin ayazý hüküm kesse þehr-i Ýstanbulda üþürsem hani özlem yanýðý düþlere dalýyorum kum saatin kaþifliðinde Marmara da bestelenmiþ sevda türkülerin heybeme katýyorum yollarýna çýkýyorum El Vedud’um katýðým ekmeðim sen oluyorsun sana koþuyor yüreðim dinlenmeden gece, gözyaþlarýn(m)la ýslanmýþ yollarda rehberliðe soyunuyor öpüþüyor senli cümlelerim kalemimle artýk Moda koyuna gelen her kelebek ben sahile vuran her bir mavi esinti yüreðime cancaðýzýmý tasvir ediyorken yokluðunun yoksulluðunda hangi zekat bana armaðan sensizliðin sessizliðinde kanayan dudaklarýmda gelincikler yetiþtiriyorum lâl dilimde gümüþ pullar konaklýyor bendeniz ki her nefesini þehr-i Ýstanbul dedim her gülüþünün ki hayat biliyorum seni seviyorum ve seviliyorum cancaðýzým beyaz duvaklý kaðýtta kelimeler bir bir daraðacýna giderken anlamlarýný soyunuyorlar duvarý aþan bin asma gibi sende var oluyorum hicran, emziðini yitirmiþ bir bebeðe büründü bizim geçtiðimiz sahillerde gece ayazý devrederken ýlýk bir melteme mekan mesken biliyorum avuç içlerini kalemim Yasin sessizliðini bürünmüyor doðan Þems, hicranýn vebasýndan kurtuldu yamalý yüreðim irin toplamýyor üþümüyor küçük avuçlarým titrek ellerim artýk kaleme yapýþýrken her satýr þehr-i Ýstanbul’a akýyor senli cümlelerim her harf ’sen’ derken ve dar-ý acun seninle daha da güzel oluyor cancaðýzým seni seviyorum ve seviliyorum odadaki kýrýk ayna hüzzam þarkýlar bile maviliðini anlatýyor iken ben nasýl kayýtsýz kalýrým sana yâr hicran yok artýk sümbül-i bulutlar kulaklarýma vuslat naðmeleri fýsýldýyor rahmetli suyun her düþtüðü yerde bir vuslat filizi çýkmakta kýrýyorum pas tutmuþ hicran zincirlerini sonsuzluk girdabýnda hiçliðimi vaftizlemiþken bir papaz af kaðýdý almýyorum geçmiþten yokluðunun yoksulluðu yitik bir savaþçýya bürünüyor tarih kokan rafta her sayfa da sen baþkahraman her bir satýrda aþkýn bir gülüþü çizili yâr hen noktalama iþareti yarýna iz býrakýrken ’seni seviyorum ’demek geliyor avaz avaz aldýðýn(m) her nefeste þehr-i istanbul’un cemali aydýnlanýyor akrep ve yelkovan sana akýyor fütursuzca Bab-ý Hümayunu önündeki çeþmede vuslatý kana kana içiyorum sen varsýn cancaðýzým bir soluk kadar yakýnsýn cansuyum þehr-i istanbul yüreðime dolmuþ, taþmýþ sen ise gözlerimde tuzlu sularýn azizliðinde Marmaradasýn seni seviyorum cancaðýzým
gordion 08/06/2011 Sosyal Medyada Paylaşın:
gordion Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.